Mehmet ŞAHİN

TÜRKİYE MÜSLÜMANLARI YİĞİT BİR AKINCISINI DAHA RABBİNE ŞEHİT OLARAK GÖNDERDİ

17 Mayıs 2010 pazartesi günü bir dostumu ziyaret ettiğim sırada telefonum çaldı. Karşıdaki ses Murat kardeşime aitti. Sesi titrek ve hüzünlüydü. Kötü bir şeyler olduğunu anlamıştım. Bahaddin ağabeyin uçağı Afganistan’da düşmüş diyebildi. Yüreğime sanki bir ateş düşmüştü. Haber var mı dedim, ulaşılamıyor cevabını alınca Fatih’e doğru yola çıktım. Bahaddin kardeşimin şehid olduğu düşüncesi beynimi kuşatmıştı. Tarifi imkânsız bir duygu seli içerisindeydim. Bahaddin Yıldız Türkiye Müslümanlarının parlayan bir yıldızıydı. Şimdi Rabbinin katında sonsuza dek parlayacak bir yıldız oldu diye düşündüm. Bugüne kadar pek çok şehit tanıdım. Bahaddin gibi yakından tanıdıklarımın şahadet haberi bende hüznü ve sevinci bir arada yaşatır, bu sefer de öyle oldu. Oysa daha 6 gün önce Afganistan’a gitmek için yola çıkmadan geç saatlere kadar Fatih Akıncıları Derneğinin önünde oturmuş, eski günleri yâd ederek artık yaşlandık diye şakalaşmıştık. Sanki bir daha birbirimizi göremeyeceğimizi biliyormuşçasına vedalaşırken sıkı sıkı sarıldık, helalleştik. Heyecanlıydı, neşeliydi. Bir zamanlar cihat için gittiği Afganistan’ı yeniden görmenin değil, şahadete doğru koşmanın heyecanı ve neşesiydi belki de.

Başta şehid reisimiz Metin Yüksel olmak üzere pek çok şehid tanıdım. Bugüne kadar tanığım tüm şehitler, bana onların özel insanlar olduğunu düşündürmüştür. Onlar bu dünyaya ait insanlar değildi. Bu dünyayla ilgili hiçbir talepleri olmadığı gibi, sıradan insanların değer yargılarına çok uzak mesafede duran bir yapıları vardı. Bahaddin kardeşimin şahadetiyle bir kez daha anladım ki, şehitler Rabbimiz tarafından seçilmiş özel insanlardır.

Bahaddin kardeşimle, Metin Yüksel’in şahadetinden hemen sonra, 1979 yılında, Yozgat Fetih Mitingi’nde tanıştım. Mitingin hazırlık çalışmalarına katılmak üzere, Fatih Akıncıları olarak bir hafta önce Yozgat’a gitmiştik. Bahaddin kardeşimde bir grup arkadaşıyla gelmişti. Birkaç günlük beraberliğimizde birbirimize ısınmış, kaynaşmış, kelimenin tam anlamıyla kardeş olmuştuk. O günden bu güne kadar dostluğumuz ve kardeşliğimiz daha da pekişerek devam etmişti. Adam gibi adam, tam da Rabbimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman’dı. Geniş bir yüreği, sonsuz bir ufku vardı. Onu tanıyan herkes şahitlik eder ki,tüm yaşamını İslami mücadeleye adamış bir Allah eriydi. Aksiyon ve eylem adamı olduğu kadar, ak sütün içindeki ak kılı ayırt edebilecek kadar bir ferasete ve bilince sahipti. Geçimini inşaat işlerinde çalışarak temin eden bir emekçi, üniversiteli gençlerin vazgeçemediği bir rehber, yazdığı kitap ve makalelerle bir mütefekkir, cihat meydanlarında bir mücahit, cemaat, mezhep, meşrep ayırımı yapmadan bir kardeş, gözlerine baktığınızda sıcaklığını hissettiğimiz bir dost, kısacası insan, kısacası Müslüman’dı.

Bahaddin Yıldız, Akıncılar mektebinde yetişmiş, bu misyonun adamı olmaktan her zaman gururla söz eden bir kardeşimizdi. Fatih Akıncılar Derneğini yeniden kurduğumuzu öğrenince yanımıza gelmiş, bizleri tebrik etmiş, bu misyonun devamının öneminden bahsetmişti. Kendi tabiriyle, Allah’ın dininin hayata hâkim olması için, naylon Müslümanların değil, bu uğurda bedel ödemiş ve ödemeye hazır olan Müslümanlara ihtiyaç olduğunun altını çizmiştir. Özellikle yeni nesil gençlere, Akıncılar hareketinin iyi anlatılması gerektiğini ve Müslüman gençlerin Akıncılar ikliminin süzgecinden geçirilmesi gerektiğini söylemiştir. Bahaddin Yıldız gibi Akıncılar mektebinden yetişen kardeşlerimiz, onların hayatı iman ve cihattan ibaret gören hayat anlayışları ve duruşları bir kere daha göstermiştir ki, geçmişteki Akıncılar hareketinin samimiyeti ve masumiyetinin günümüze taşınması ve yeni nesil Metin Yükseller, Bahaddin Yıldızların yetiştirilmesi zorunludur.

Bahaddin kardeşimizin şahadetiyle Fatih Akıncıları olarak bir kez daha tekrarlıyoruz ki, şehitlerimizin yolunu sürdürmekte kararlıyız. Bedeli ne olursa olsun bu yoldan dönmemekte ısrarlıyız. İnanıyoruz ki şehitlerimize olan borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz. Bahaddin kardeşimizin yol arkadaşı, Faruk Aktaş kardeşimi yakından tanımamakla birlikte, Gazze konvoyuna Fatih Akıncıları adına katılan kardeşlerimiz onun iyi ve fedakâr bir Müslüman olduğuna şahitlik ettiler. Kendini pek çok konuda iyi bir Müslüman olarak yetiştirmiş olduğunu da söylediler. Bu kardeşimin de özel bir insan olarak şahadeti hak ettiğine inanıyor, başta yakınlarını ve İHH camiasını şahadetinden dolayı tebrik ediyoruz. Rabbimizden niyazımız odur ki, her iki kardeşimizin de şahadetini kabul etsin ve onları şehitler saflarında tutsun.