Ferman Karaçam

Yıldızlar Göğün Süsüdür 

Aradan yıllar geçti.
Çınar ağaçları gövdesinde serinleyerek nice yazlar geçirdik.
Nice kışlar, tipiler uğuldayıp dindi Hindi kuş dağlarında. 
Nice yağmurlar, fırtınalar geçip gitti üstümüzden.
Kimi ağaçlar yapraklarını savurup çırılçıplak kaldı.
Ve baharlar yeni fidelerin dirilişini selamladı.
Baharlar yerini yazlara bıraktı.
Yazlar, kimimizi yanık buğdaylara benzeterek sonbahara ve sonbaharlar da kışlara el verdiler.
Çok yıl oldu Bahattin aramızdan ayrılalı. 
Zaman su gibi akıp gitti.
Zaman denen nesne, birçok şeyin üstünü örtse de, geriye bırakılan iyiliklerin üstünü örtmekte pek mahir sayılmaz.
Bahattin’in geriye bıraktıklarının üstünü de örtemedi zaman. 
Aşevleri,
Yetim yurtları,
Bakım evleri, 
Kur’an Kursları,
Mücahit hikayeleri,
Şehitlerin şahitliği…

Ve daha birçok şey bıraktı bize:  

Öğrenciler bıraktı; her biri, birer yeni Bahattin olarak seçkin, çalışkan, geniş ufuklu, hizmet ehli ve vefalı gençler olarak onlar da, kendi zamanlarına iyilik mührü vurmanın kavgasını veriyorlar. 

Bahattin’in adını, daha onlarca yıl bu coğrafyada ve dünyanın dört bir yanında yaşatmak için çalışıyorlar.

Siteler kuruyorlar.

Yazılar yazıyor, araştırmalar yapıyorlar.

Bahattinler hiç eksilmesin diye, yeniden filizlensin diye, toprağı tohumla, tohumu toprakla buluşturuyorlar.

Bahattin’in öğrencileri ve kardeşleri,  Bahattin yok diye yeise kapılmadılar.

Kollarını göğüslerinde çaresizce kavuşturup oturmadılar.

Bu medeniyetin insanı için ölüm, yeni bir hayata doğmak, yeni bir dünyaya dirilmek ise, Bahattin yeni bir hayata doğmak üzere aramızdan ayrıldı diye düşündüler ve onun hizmetlerini daha ileri hedeflere taşımaya koyuldular.

Bu platformlar, Müslüman için ümide denen şeyin nasıl her an küllerinden doğan bir Anka kuşu olduğunu gösterdiler.

Hani deriz ya : “Bir ölür, bin diriliriz” diye.
İşte tam da öyle.
Bu dünyada bedeni, öteye âşık, öteye vurgun ruhun ve yüreğin bir gölgesi gibi taşıyan yiğit ve mücahit olarak yaşayan Bahattin de daha nice yeni hizmetlerin kapısını aralayacaktır.

Ölümü de sağlığı gibi hizmetten hizmete koşacaktır. 

Bahattin geriye yüzlerce yetim çocuk bıraktı, onlar da şimdi, hizmet etmek için sınırların, pasaportların hiçbir işe yaramadığını ve imkânsızlıkları imkâna dönüştürmenin izini sürüyorlar. 

Bir hizmet aşkı, bir iyilik geleneği bıraktı.

Kitaplar, kitaplarında şehit ve gazi isimleri bıraktı.

Kardeşliğin, yardımlaşmanın, şehadetin ve kardeşi hür olmadan, hür yaşamanın zillet olduğunu, somut olarak gösterdi Bahattin bize. 

O bize, göğümüzü süsleyen ve “her biri, birer yıldız olan Sahabe parıltılarının” izini sürerek, insana hizmet etmenin, dar zamanda, canı pahasına kardeşi ile omuz omuza vermenin en güzel örneğini bıraktı. 
Ruhu şad,
Makamı Cennet,
Mekânı âli olsun güzel kardeşimizin. 

Ferman KARAÇAM

Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 02.04.2021