Aziz bir dostumun, arkadaşımın şahadet haberini aldığımda üzülsem mi, sevinsem mi diye çok düşündüm. Elbette üzerime ağır bir hüzün çöktü. Erzurum yolculuğumuzdan bugüne bir gönül birlikteliğimiz vardı. Erzurum kuşağı diye bir kuşak vardı. Türkiye’yi saran bir dalgaya dönüştü bu. MTTB ile Akıncıların iç içeliği güçlü bir gençlik hareketinin damarını oluşturdu. Ödünsüz,
kararlı ve gözü pek bir gençlik. İdealist ve sevgi dolu.
Bu kuşak zamanla da çok aktif görevler üstlendi. Bugün bakanlar kuruluna
kadar yansıyan bir birikim oluşturdu. Zaman içinde bu kadronun o çizgisinden hızla saptığının o ödünsüzlüğünü bıraktığını gördük. Gerek bürokraside ve gerekse üst düzey yöneticilikte o ruhtan uzaklaştı. Bu da o kuşağın bir açmazıydı. Tıpkı 68 kuşağının liberalleşmesi gibi.
Abdülhamit Yıldız o ruh ve bilinçle Afganistan cihadına katıldı, Mavera dergisine Abdülhamid Muhacir imzasıyla cepheden yazılar gönderdi. Bir cihadın iç ruhunu, sıcağı sıcağını onun kaleminden okuyorduk. Orada gazi de oldu.
Afganistan sosyolojisini, cemaat gruplarını, tarafları çok iyi analiz ediyordu. Kimin kim olduğunun iyi biliyordu. Bu cihad başarılı oldu ama iç çatışmalarla zaferi yenilgiye dönüştürdü. Belki de onlar emperyalizmin oynadığı oyunun farkında değillerdi. Sonuçta Afganistan cihadı Abede emperyalizmine hizmet etmiş onların kucağına düşmüştü.
Abdülhamit Türkiye’ye döndü, İzmir’e yerleşti. İzmir’de bir başına suffa mescidi ruhuyla bir yapı oluşturdu. Orada gençlerle bir araya geliyor onları bilinçlendiriyor, kitap okutuyordu.
Kendisi de gerek Afganistan savaş günlüğünü, gerek Erzurum yıllarını Kardelen adıyla kitaplaştırdı. Başka kitaplar da yazdı.
Edebiyatı önemsiyordu. Mavera geleneğinden gelen bir ruh ile buna sadık kaldı. Yedi İklim dergisinin iyi bir okuruydu. Bu salt Yedi İklim ile sınırlı değildi. İzmir’den İstanbul’a her gelişinde derginin Kadıköy’deki yerine uğrar halleşirdik. Dergiyi Maltepe’ye taşıyınca sapa kaldı. O zamanlar da telefon görüşmelerimiz sürüyordu.
Sivil toplum örgütlerinde görev aldı. Bir zamanlar siyasanın içinde çok aktif değildi. O da bir dalgaya kapıldı, fakat orada çok uzun süre kalamadı. Çünkü ruhuna aykırı bir şeyler vardı.
Son zamanlarda eşinin Kur’an öğreticiliği görevi gereği Almanya’ya taşındı. Birkaç kez internet üzerinden haberleştik. Birinde, bir yazımdan ötürü beni eleştirdi, yazıyla ilgili rahatsızlığını dile getirdi. Bu, yazımın içeriğinin ona ters düşmesinden kaynaklanıyordu. Ben yazımı savundum, gene de aynı çizgideyim. Bunu, son dönemin siyasal kırılmanın düşünceyi de ne denli etkilediğinin bir yansıması olarak gördüm. Yazımı temellendirirken Mutluluk Asrını Sevgili Efendimizi örnek gösterdim. Verdiği cevap beni daha çok şaşırttı. “O dönem başka bu dönem başka” dedi. Bu, bende bir kırgınlık oluşturdu, En beklenmedik dost ve arkadaşlar böyle bir kırılmayı yaşıyorlar ne yazık ki.
Elbette ki bu gibi durumlar bir kırgınlık oluşturuyor ama dostlukları bitirmeye bir neden değil. Zihni kırılma dalgalar halinde insanımızın üzerine gelince ne yazık ki etkileniyorlar.
Şahadet haberini damadım Furkan haber verdi. Öğrencilik yıllarında onunla birlikte olmuşlar ve epey de fikren yararlanmışlar. Sonra art arda telefonlar geldi. İzmir’den İstanbul’a öğrenci olarak gelen, bir ara da bizim yanımızda çalışan Yalçın aradı. Hüzünlüydü, ben de öyle. Rahatsızlığımın psikolojik gerilimini henüz üzerimden atamamışken kendime hâkim olamadım.
Bir hafta on gün önce İstanbul’a gelmiş. Hastalığımın haberini almış. Yalçın’a yarın ziyaretine gidelim demiş. Birden planını değiştirmiş İzmir’e gitmiş, oradan da apar topar Afganistan’a uçmuş. Kaderinin peşine koşuyormuş meğer.
İnsan kaderinin tecellisi çok çarpıcıdır. Beklenmedik bir zaman ve anda gelir kendisini bulur. Abdülhamit, ruhunu ve emeğini verdiği topraklara hizmet için gitti, orada ruhunu teslim etti.
Şehitlik makamında olan biri için ne söylenebilir ki? O, kendi katına erdi. Sevenlerine sabır dilemekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Gözyaşlarımız hüznümüzün bir yansıması.
Bahattin Ağabey
Bahattin Yıldız’ın Türkiye Tevhidî Uyanış Sürecine İlgisi ve İslami Direniş Çizgisine Katkısı!
Rahmetli Bahattin Ağabeyin İzinde
Durmayan adam Bahattin Yıldız
Güle güle! Direniş öğretmenim
Bir ağabey uğurladık, bir Yıldız kaydı içimizden
Bir Yıldızımız ve bir bülbülümüz uçtu
Direncimizi yitirdik, farkında mıyız?
Okyanuslardan Hindikuş Dağları'na
Dağa çarpan hakikat gönüllüsü
Haza şehid
Hakiki bir Mücahit Abdülhamit
Hüzündür en çok yakışan bize
Bir yıldız daha kaydı aramızdan
Bahaddin Yıldız çağrısı
Bahattin Ağabey gideli on yıl oldu
Bahattin amcama mektup
Bahaddin Yıldız - Abdülhamid Muhaciri - Ferhad Dağcı
Sözünde duran bir yiğit daha Rabb'ine kavuştu
Bir yıldız gibi kayarak ayrıldı aramızdan
Ümmetin yüreği
Güle güle Bahattin abi
Bahattin, Faruk, Cevdet ve diğerleri
Bilal'lerden Fuat'lara!
Karanlığa bir yıldız daha çaktık
Bahattin Yıldız
Yıldızımız, ağabeyimiz
Bahattin Yıldız'da yedi güzel adamı okumak
Öteye gideceğini çok önce haber veren “Yıldız”
Bahattin Yıldız 'Cihad günlüğü' son noktayı koyu
Şehid
Orası devlet
Savaşan Afganistan'da şehit düşen adam
Işığa koşan kelebek ; Bahattin Yıldız
Sana bu ölüm çok yakıştı Bahattin ağabey
Ses ver Bahattin ağabey
Sevdasına kavuşan adam
İzmir'in yiğidi
Bir ‘Yıldız’ daha kaydı aramızdan
Bahattin Yıldız
Bir yiğit adamı kaybettik
Bahattin Abi’nin İzmir’i ve 'Bizim çocuklar'
Bir damadın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız aradığını buldu
Bahattin Yıldız'a mersiye
Gülün vedası yahut Bahattin Yıldız'ın şehadeti
Şehadetin kutlu olsun Eritre'li
Türkiye müslümanları yiğit bir akıncısını daha Rabbine şehit olarak gönderdi
Bahattin Ağabey, bir yıldız gibi Afganistan'a kaydı
Bastığı yerleri yeşerten Adem
Bahaddin YILDIZ ağabeyin aziz hatırasına
Bir gaza erine yaraşır şekilde bu dünyadan ayrıldı
Palandöken Dağlarından Kunduz Dağlarına, oradan da Cennete uçan kartal
Yalnız kurt
33 kişiden biri Yıldız'dı, o kalemin kalbiydi!
Bir yıldızımız da Salang Geçidi'nde söndü
Özlüyoruz Abi!
Selamünaleyküm Bahattin abi
Adı Bahatin olan o ışık
Siz Bahattin Yıldız'ın ellerini görmüş müydünüz?
Söz biter bazen... Kelimeler düğüm düğüm dizilir insanın boğazına
Annemden sonra hiç bu kadar ölmedim!
Afganistan savaşımızın en aşinâ simâlarından Bahaddin Yıldız'ın ardından
Yaşadıkları gibi giden iki güzel insan
Yıldızlarda kayar durmaz yerinde
Firakında keder içindeyiz
Çorba, Bahattin Yıldız, tesettür
Dağlara
Bahattin Abi’nin vedasının gençlere yüklediği sorumluluk
Koskoca bir ‘kardeş’ dünya
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Sevgili Bahattin ve Faruk'a
Yıldızlar ölmez
Hoda hafız biraderani Mucahidan!
Bir Yıldız kaydı, yenileri doğsun diye