“Ve ölüm
Bir güvercin
Beyaz
Süzülen masmavi gökten…”
Bir gün bir yerlerde kan bağından daha güçlü bir bağla kenetlenen ve birbirini Allah için seven insanlar, Bahattin ağabeyi konuk edecekler sohbetlerine. Saçına sakalına ak düşen bu yiğit delikanlıyla tanış olmanın hazzını hatırladıkça hüzün makamında söyleşecekler. Aşk ehli bir insanın muhabbet bağından seçilmiş sözlerini derleyecekler:
‘Şehadeti başucu seçeneği yapanlar, İslam için yola çıkanlar durur muydu?’
Duramazdı elbet, durmadı da. Mukaddes bir sevdaya tutulan ve ümmetin derdini yüklenecek kadar geniş yürekli olan Bahattin ağabeyimiz, tutunduğu cümlenin hakkını vererek, yol aldı hayatın ufuklarınca. Yürüdü, koştu ve nihayet otuz yıl önce yarım kalan sevdasına kanatlandı gitti.
Duruşunda bile bir yolculuk emaresi görülürdü Bahattin ağabeyin, her an gidecekmiş gibi bir hali vardı, hissederdiniz bunu. Pek çoğumuz girdiği kalıba göre şekil alırken o sığmadı hiçbir kalıba, özgünlüğünü hep korudu. Mücadelenin çıtası da onunla yükseldi.
Alınıp gücenmedi, darılıp küsmedi, bıkıp usanmadı ve yorgunluk nedir bilmedi. Aşkın bir adının da yorulmamak olduğunun en müşahhas örneğiydi. Kısacık bir zaman dahi olsa onunla aynı havayı soluyanlar, yüreklerinde titreyen telin nağmeleriyle aşkın en tabii haline bürünürler, yapmacık konuşamazlardı.
“Aşktı alıp verilen altın bir vakitti yaşadığımız
Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki
Unutmadım
Can oynanırdı evlerde yollarda meydanlarda
Can alınıp can verilirdi hiç unutmadım.”
Aşk ehliydi Bahattin ağabeyimiz, her şeyin akıl ölçüleriyle tartıldığı bir dünyada aşkını ve sevdasını küllenmeye terk etmeyen, vakti şehadete ayarlı bir mücahitti. Modern ve sahte bireyler arasında hakikate adanmış bir ömürdü ve adam gibi adamdı. Cesur ve duyarlı bir yürek, vefalı bir dosttu. Herkesin ve her şeyin pörsümeye durduğu bir zamanda, direnen yanımızdı bizim.
Biz Bahattin ağabeyimizi değil sadece, direncimizi yitirdik, a dostlar!
Onun yürek haritasında ve iman coğrafyasında izini süren yiğitleri hatırlayın. Bosna’nın bağrından yükselen çığlığa, Kafkaslarda kök salan diriliş sancısına ve Filistin’den, Keşmir’den… gelen çağrıya kulak verip yola revan olanlar; mazlumun duasına cevap oldular ve şehadetle şerefyâb… Şimdi onları ananlar; şehitler kervanına onun da adını kaydedecekler.
Bir gün 20’li yaşlardaki körpe delikanlılar; gözlerini mukaddes bir hedefe mıhladığında Metin ve Selami’lerin, Bilal ve Fuat’ların… adını hasretle anarken, Bahattin ağabeylerini anmadan geçemeyecekler. Ruhu hiç yaşlanmayan ve ateşi hiç küllenmeyen bir mücahit dervişin şahitliğiyle, daha bir başka okuyacaklar hayatı ve ölümü.
Yazma geleneği olmayan bir muhitte, ağabeyim dediği bir zarif adamın tavsiyesine uyup tuttuğu notlar, Cihad Günlüğü kitabıyla taşınacak gelecek nesillere. Savaşan Afganistan kitabında yaptığı tespitlerle, bu coğrafyayı bekleyen nice tehlikenin farkına varacaklar. Güllerin Vedası’nda sakladığı öyküleriyle, savaşın örsünde ateş kesilen canları tanıyacak ve şehadetle taçlanan adanmış hayatların rengine boyanacaklar. Canını Allah’a satmanın ne idüğüne, O’nun yolunda olmanın ve ölmenin nasılına onun duru kalemiyle mülaki olmuştu gönüller ve olmaya da devam edecekler.
Silahın yakıştığı merhamet saçan ellere, kalem ne de güzel yakışmış, diyecekler.
Bir gün şehrin puslu ve kaygan caddelerinde, modern rüzgârlarla savrulurken insanlar, dağlara dikecekler gözlerini. Derin uykulara dalarken şehirler, dağlarda çınlayan bir sesle bölünecek uykular. Tadı kaçacak dünyanın, anlamsız koşuşturmaların. Duracak zaman, mekân donacak ve sözler seçilecek sözlerden, gerisi unutulacak: ‘Ne yaptın Allah için, i’lây-ı kelimetullah için?..’
Etiket kaygısı, sahte kimlikler ve riya kokan ilişkiler ağında biz adamlık sınavından geçmeye devam edeceğiz. Makam, mevki, statü, şöhret ve ten kaygısı; miskinlik ve atalet alaşağı edildiği gün, işte o gün Bahattin ağabey tekrar aramızda olacak. Sehavet, diğergamlık, doğallık ve tevazu bu asrın Ebuzer’iyle yeniden anlam bulacak.
Bulmak isteyenler onda aramışlar ve onunla ermişlerdi muradına. Mesafe koymadan araya, torunu sayılacak yaştaki çocuklarla hemhal olmak neymiş ve nasıl bir özveriymiş kuşak farkını ortadan kaldırıp gençlerle vaktini, ekmeğini, derdini paylaşmak? Kamp ateşlerinin başında sımsıcak bir dostluğa tutunan canlar, doyumsuz çay muhabbetlerinde yiğitlerin sevdasını kuşananlar; neyi kaybettiklerinin farkına varacaklar bir gün.
Bir gün bir yerlerde hakiki dostluktan dem vururken insanlar, orada Fethi Gemuhluoğlu’nun adının yanına onun da adı eklenecek: Bahattin Yıldız.
Samimiyet, bağlılık, vefa, fedakarlık… ‘Biz, dostluğu ondan öğrendik.’diyenler olacak.
Bir gün yetim çocukların başını okşamak ve ezilmişlere teselli olmak için sınır ötesine uzanan eller, onun da ellerinden tutacak ve onun gösterdiği ufuk çizgisine adım adım yaklaşılacak:
“Geçmişte biz üç kıtaya adalet ve merhamet dağıtmışız. Şimdilerde sadece bir elimiz merhamet dağıtıyor; gün gelecek, diğer elimiz de adalet dağıtacak.”
Biz ağabeyimizi değil sadece, aşkımızı, duyarlılığımızı, vefamızı, adamlığımızı, doğallığımızı, cesaretimizi ve her şeyden öte direncimizi yitirdik, farkında mıyız? O bizim direnç noktamız, cesaret kaynağımızdı. O bizim adamlığımızın, doğallığımızın sigortasıydı. O bizim vefamızın, duyarlılığımızın işaret taşıydı.
Bir bir yitiriyoruz sağlam ve güçlü yanlarımızı. Yeri dolmuyor gidenlerin ve eksiliyoruz; ama ümidimizi asla yitirmiyoruz hamdolsun. Kaht-ı ricalin yaşandığı bu kıtlık çağında, dimdik kalabilen çınarların gölgesine sığınıyor ve hem dünyada hem de ahirette güzel insanlarla birlikte olma nimetinden bizi mahrum etmemesini, Baki olan rabbimizden niyaz ediyoruz.
Senaryosu yaşanarak yazılan bir yiğitlik destanı var önümüzde. Yaşayabilene ne mutlu ve ne mutlu adını ve yüz akını geride kalanlara miras bırakanlara!
Mübarek olsun.
24.05.2010 - https://www.timeturk.com/tr/2010/05/24/direncimizi-yitirdik-farkinda-miyiz.html
Bahattin Ağabey
Bahattin Yıldız’ın Türkiye Tevhidî Uyanış Sürecine İlgisi ve İslami Direniş Çizgisine Katkısı!
Rahmetli Bahattin Ağabeyin İzinde
Durmayan adam Bahattin Yıldız
Güle güle! Direniş öğretmenim
Bir ağabey uğurladık, bir Yıldız kaydı içimizden
Bir Yıldızımız ve bir bülbülümüz uçtu
Direncimizi yitirdik, farkında mıyız?
Okyanuslardan Hindikuş Dağları'na
Dağa çarpan hakikat gönüllüsü
Haza şehid
Hakiki bir Mücahit Abdülhamit
Hüzündür en çok yakışan bize
Bir yıldız daha kaydı aramızdan
Bahaddin Yıldız çağrısı
Bahattin Ağabey gideli on yıl oldu
Bahattin amcama mektup
Bahaddin Yıldız - Abdülhamid Muhaciri - Ferhad Dağcı
Sözünde duran bir yiğit daha Rabb'ine kavuştu
Bir yıldız gibi kayarak ayrıldı aramızdan
Ümmetin yüreği
Güle güle Bahattin abi
Bahattin, Faruk, Cevdet ve diğerleri
Bilal'lerden Fuat'lara!
Karanlığa bir yıldız daha çaktık
Bahattin Yıldız
Yıldızımız, ağabeyimiz
Bahattin Yıldız'da yedi güzel adamı okumak
Öteye gideceğini çok önce haber veren “Yıldız”
Bahattin Yıldız 'Cihad günlüğü' son noktayı koyu
Şehid
Orası devlet
Savaşan Afganistan'da şehit düşen adam
Işığa koşan kelebek ; Bahattin Yıldız
Sana bu ölüm çok yakıştı Bahattin ağabey
Ses ver Bahattin ağabey
Sevdasına kavuşan adam
İzmir'in yiğidi
Bir ‘Yıldız’ daha kaydı aramızdan
Bahattin Yıldız
Bir yiğit adamı kaybettik
Bahattin Abi’nin İzmir’i ve 'Bizim çocuklar'
Bir damadın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız aradığını buldu
Bahattin Yıldız'a mersiye
Gülün vedası yahut Bahattin Yıldız'ın şehadeti
Şehadetin kutlu olsun Eritre'li
Türkiye müslümanları yiğit bir akıncısını daha Rabbine şehit olarak gönderdi
Bahattin Ağabey, bir yıldız gibi Afganistan'a kaydı
Bastığı yerleri yeşerten Adem
Bahaddin YILDIZ ağabeyin aziz hatırasına
Bir gaza erine yaraşır şekilde bu dünyadan ayrıldı
Palandöken Dağlarından Kunduz Dağlarına, oradan da Cennete uçan kartal
Yalnız kurt
33 kişiden biri Yıldız'dı, o kalemin kalbiydi!
Bir yıldızımız da Salang Geçidi'nde söndü
Özlüyoruz Abi!
Selamünaleyküm Bahattin abi
Adı Bahatin olan o ışık
Siz Bahattin Yıldız'ın ellerini görmüş müydünüz?
Söz biter bazen... Kelimeler düğüm düğüm dizilir insanın boğazına
Annemden sonra hiç bu kadar ölmedim!
Afganistan savaşımızın en aşinâ simâlarından Bahaddin Yıldız'ın ardından
Yaşadıkları gibi giden iki güzel insan
Yıldızlarda kayar durmaz yerinde
Firakında keder içindeyiz
Çorba, Bahattin Yıldız, tesettür
Dağlara
Bahattin Abi’nin vedasının gençlere yüklediği sorumluluk
Koskoca bir ‘kardeş’ dünya
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Sevgili Bahattin ve Faruk'a
Yıldızlar ölmez
Hoda hafız biraderani Mucahidan!
Bir Yıldız kaydı, yenileri doğsun diye