x

Dünyayı Kuşatan Yüreğin Anısına

Bahattin Ağabey'de Tarih Ufku

 

Bahattin Ağabey’in Gözünden Fetret Devri ve Çelebi Mehmet

 

     Osmanlı tarihinin kritik ve oldukça çok konuşulan bir konu olan Fetret devri merhum Bahattin Ağabey’in de sıkça atıfta bulunduğu, üzerinde durduğu bir konu idi. Yıllar önce tahminen 95 yılının yazında Esendere’deki evinin balkonunda gençlerle konuşurken başka bir konu bağlamında örnek verirken bu işte haklı olan Çelebi Mehmet’ti kazanan da o oldu ifadesini kullanmıştı. Taa o zamandan beri bu ifade benim zihnimde yer etmiş, bende Çelebi Mehmet’e karşı farklı bir bakış açısı oluşmuştu. Osmanlı Devleti’nin beşinci padişahı olan Çelebi Mehmet 1386, bir başka bilgiye göre de 1387 yılında doğdu. Yıldırım Bayezid’in Devlet Hatûn isimli eşinden dördüncü oğlu olan Çelebi Mehmet, şehzadeliğinden itibaren “Çelebi” veya genç efendi manasında bir deyim olan “Kirişçi” lakapları ile anılmaktaydı. O 13-14 yaşlarındayken Ankara Savaşı vuku bulmuş ve babası Yıldırım Bayezid’in Timur’a esir düşmesi ardından da hayatını kaybetmesi neticesinde Osmanlı Devleti Yıldırım oğulları arasında yaşanan hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştu. Tarihe Fetret Devri olarak geçen bu süreçte kardeşleri Emir Süleyman ve Musa Çelebi Rumeli topraklarında hâkimiyetlerini oluşturmuşken Çelebi Mehmet ise Amasya, Tokat ve Bursa hattını elinde tutmaktaydı. Çelebi Mehmet’in bu coğrafya ile köklü bir geçmişi bulunmaktaydı. Tarihte Rum vilayeti olarak anılan ve Eretnaoğullarının toprakları olan Amasya, Tokat ve Sivas şehirleri Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı hakimiyetine alınmasının ardından 1399 Haziranında Çelebi Mehmet bu vilayete vali olarak atanmıştı. Böylece o daha şehzadeliğinde burada kök salmış güçlü bağlar örmeyi başarmıştı ki fetret devrindeki kardeşler kavgası döneminde bunun büyük faydasını görecekti. Çelebi Mehmet kardeşlerine karşı zafer kazanmasını sağlayan bütün bağlantılarını buradaki şehzadeliği esnasında kurmuştu, her üç kardeşi de bu taht mücadelesinde sırtını Rumeli’ne dayarken, Çelebi Mehmet ise Anadolu’ya yaslanacaktı. İşte Çelebi Mehmet’in bu Anadolu’ya yaslanması durumu Bahattin Ağabey’in en çok vurguladığı noktaydı. Bunu çok önemli bir mihenk noktası olarak görmekteydi. Zafer kazanmanın sonuca ulaşmanın en önemli noktası güçlü olmak geniş imkanlara sahip olmak değil haklı olmak ve doğru yeri yerde durmak olduğu düşüncesini Bahattin Ağabey Çelebi Mehmet’in süreci üzerinden anlatmaktaydı. 

     Anakara savaşı sonrasında Emir Timur, Yıldırım’ın hakimiyet altına aldığı Türk beyliklerinin neredeyse hepsini kendi üstün hakimiyeti altında tekrardan bağımsızlıklarına kavuşturdu. Böylece Anadolu’da Yıldırım ile sağlanan siyasi birlik yeniden dağılmış oldu. Anadolu’daki Türk birliğini etkileyen bu hadise neticesinde Osmanlıların kendi içerisinde de saltanat mücadelesi baş gösterdi. 

     Yıldırım Bayezid’in en büyükleri Emir Süleyman olmak üzere İsa, Mehmed, Musa, Mustafa ve Kasım adlarında altı erkek çocuğu vardı. Oğullarından küçük olan Kasım dışında hepsi Ankara Savaşında hazır bulunmuşlardı. Küçük olan Kasım ise Bursa’da bırakılmıştı. Ankara Savaşında Yıldırım’ın orduları bozguna uğrayınca en büyük oğlu Emir Süleyman vezir-i âzam Çandarlı Ali Paşa, Murad Paşa, Yeniçeri ağası Hasan Ağa ve de Balıkesir subaşısı Eyne Bey gibi devletin önemli şahsiyetleri ve bunlara bağlı bir kısım asker ile birlikte kaçarak Rumeli’ye geçmişlerdi. İsa Çelebi’de aynı şekilde kaçarak kendisi ile birlikte hareket eden az bir kuvvet ile Balıkesir’e saklandı. Çelebi Mehmet ise sancağı olan Amasya’ya çekilmişti. Yıldırım Bayezid’in diğer iki oğlu olan Musa ve Mustafa çelebiler ise Timur’a esir düşmüştü. Timur Anadolu’da kuvvetli bir gücün oluşmasını istemediğinden Osmanlıların hâkimiyetine giren neredeyse bütün beyleri kendi üstün hakimiyeti altında bağımsız hale getirdiği gibi kalan Osmanlı topraklarını da üç şehzadeye pay etmiş, kendi üstün hakimiyeti altında onların hakimiyetini tanımıştı. Böylece Balıkesir ve Bursa çevresinde İsa Çelebi,  Edirne ve Rumeli’nde Süleyman Çelebi, Amasya, Tokat ve havalisinde de Çelebi Mehmet hakim olmuştu. Yıldırım Bayezid’in diğer iki oğlu Musa ve Mustafa’yı ise rehin olarak yanında götürmüştü. Timur’un yaptığı idari taksimat amacına ulaşmış ve Osmanlıların dört veliahttı ülkenin ayrı köşelerinden hakimiyetlerini ilan ettikleri gibi birbirlerine karşı hakimiyet kurma ve mülkün tek sahibi olma mücadelesine tutuşmuşlardı. Böylece dört şehzade arasında 11 yıl sürecek olan hakimiyet mücadelesi artık başlamaktaydı. 1405 yılında Timur’un da Çin Seferi esnasında ölümü ile Timur’un mirzaları arasında da hakimiyet mücadelesi başlamış Timurîlerin eli eskisi gibi Anadolu’da hissedilmez olmuştu. Bu durum da şehzadelere özellikle de Timur ile hiç irtibat kurmayan Çelebi Mehmet’e güven veren bir unsur olmuştu. 

     Kıymetli kurmaylarını kaybeden dolayısıyla da artık sağlıklı kararlar veremeyen Emir Süleyman çok fazla hata yapmaya başladı. Onun bu hatalarını iyi değerlendiren Musa Çelebi gafil bir anında Emir Süleymanı kıstırmış her ne kadar cendereden tek başına kaçmayı başarsa da kaçarken Musa Çelebi’nin adamlarına yakalanan Emir Süleyman boğularak öldürüldü. Süleyman Çelebi’nin devre dışı kalması ile Çelebi Mehmet Anadolu topraklarının tek başına hakimi haline gelirken Musa Çelebi’de Rumeli’de hakimiyetini ilan etti.  İki yıl kadar bir süre bu durum böyle devam etti. Rumeli’de hızlıca faaliyetlere girişen Musa Çelebi cesur ve gözü pek bir şehzadeydi. Musa Çelebi Timur’u babasına imparatorun musallat ettiğine inanıyor bu sebeple de ona karşı oldukça hasmane bir tavır sergiliyordu. Ağabeyi Süleyman Çelebi gibi antlaşmak şöyle dursun Sülayman Çelebi’nin imparatora bıraktığı toprakları geri almak için girişimlerde bulundu ve pek çok beldeyi geri almayı başardı. Musa Çelebi’nin şiddetinden korkan ve Osmanlı hanedanı arasında saltanat mücadelelerinden istifade etmek isteyen İmparator Manuel, şehirde az kuvvet bulunmasından dolayı İstanbul’un dahi Musa Çelebi’nin eline geçmesinden korktuğundan Bursa’da bulunan Çelebi Mehmet’e haber gönderdi. Böylece Çelebi Mehmet ile İmparator Musa Çelebi’ye karşı ittifak yaptılar. Neticede yapılan savaşta Çelebi Mehmet mağlup olduğu gibi yaralanmıştı da bir defa daha Musa Çelebi üzerine yürüyen bunda da Musa Çelebi’ye yenilen Çelebi Mehmet bu sefer Musa Çelebi ile arası açık olan Rumeli beylerinden istifade etme yoluna gitti. Pek çok önemli akıncı beyini yanına çektikten sonra tekrar Musa Çelebi üzerine yürüyen Çelebi Mehmet, Musa Çelebi’nin kuvvetlerini bozguna uğratmaya başladı. Yaşanan bu gelişmeler neticesinde Çelebi Mehmet karşısında başarılı olamayacağını ön gören Musa Çelebi kuzeye doğru çekilmeyi denedi. Onun bu hamlesine mani olan Çelebi Mehmet önünü keserek Tuna nehri kıyısında savaşa tutuştular. Savaşta düzeni bozulan Musa Çelebi kaçtıysa da artık yalnız kaldığı için destek bulamadı. Kendisini yakalayan Bataloğlu tarafından öldürüldü. Böylece Musa Çelebi’nin Rumeli’nde üç yıl süren saltanatı da sona ermiş olduğu gibi Osmanlı devletini meşgul eden on bir yıllık taht kavgası dönemi de son ermiş oldu.  Timurlu hanedanın himayesinde olan Musa Çelebi’nin katledildiğinden haberdar olan Şahruh kendilerinin yüksek hâkimiyeti altında saydıkları Çelebi Mehmet’i bu hareketinden dolayı 818 Zilhicce (1416 Şubat) tarihli bir mektup yollamış ve onu bu davranışından dolayı kınamıştı. Çelebi Mehmet ise tarihe not düşecek cevabını vererek Şahruh’a hümdarlığın ortak kabul etmediği bu iki başlılık sebebi ile çok toprak kaybedildiğini ifade etti. Çelebi Mehmet’in Şahruh’a bu karşı çıkışı fiili manada Timurlu baskısının Anadolu’da sonu manasına geldiği de söylenebilir. Böylece Temmuz 1413 tarihinde Musa Çelebinin halli ile Fetret devri sona ermiş ve Çelebi Mehmet’in mutlak hakimiyet dönemi başlamıştı. 

     Kabaca bu şekilde gelişen fetret devrinin kazananı Çelebi Mehmet oldu. Çelebi Mehmet’in başarasının dayanaklarını ise Bahattin Ağabey’in sözlerine dayanarak toparlayacak olursak; Çelebi Mehmet’in en önemli özelliklerinden biri de sabırla planlı ve programlı hareket etmiş, hiçbir işinde aceleci davranmamasıydı. Fetret devri süresince kendisine karşı iş birliğine girişen hiçbir güç odağını unutmamış tek başına hükümdar olduğu andan itibaren bütün hasımları ile tek tek uygun zaman ve koşulları kollayarak hesaplaşmış ve hepsine üstün gelmeyi de başarmıştır. 1413 yılında rakipsiz ve ortaksız olarak Osmanlı mülkünün başına geçen Çelebi Mehmet’in bu başarısındaki en önemli faktör kuşkusuz doğru yere dayanmasını bilmesinde saklıydı. Emir Süleyman Bizans İmparatoruna güvenirken, Musa Çelebi Timur’dan aldığı meşruiyete yaslanmıştı. İsa ise kudretli bey ve vezirlerin gücünden medet ummaktaydı. Oysaki Çelebi Mehmet Amasya’da sancağa çıkmış olmasının da etkisi ile daha başından beri Anadolu’nun Türkmen gücüne dayanmıştı. Bolu Mudurnu havalisindeki Türkmenler onun en büyük destekçisi oldu. Ankara yenilgisinden sonra bütün şehzadeler bir yere kaçışırken o Anadolu Türkmenlerinin arasına çekilmiş ve gücünü onlardan ve Emir Sultan gibi Anadolu irfanının mümessillerinden almıştı.

Kemal Ramazan HAYKIRAN
 

 

Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 07.05.2021

 

 

 

Kemal Ramazan Haykıran

Bahattin Ağabey’in Gözünden Akkoyunlular’a Bir Bakış

Kemal Ramazan Haykıran

Bahattin Ağabey’in Gözünden Gazi Umur Bey

Kemal Ramazan Haykıran

Bahattin Ağabey'de Tarih Ufku

Ziyaretçi Defteri
Yükleniyor
Yükleniyor...