Ölüm meleği bazen bir beyaz kelebeğe dönüşüp konar can çiçeğinin taç yapraklarına. Şirin görünür son demlerini yaşayan faniye. Hakk dostları onu hoşbeş edip karşılar kapı eşiğinde. Çünkü sonsuzluğa götürür yolcularını gül yüzlü süvari… Ölüm ölür ölünce…
“İnna lillahi ve inna ileyhi raciun… Biz Allah’a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O’na döneceğiz” ayeti bir kez daha tecelli etti hayatımızda. Bir mümin kalp sustu Hakk’ın emriyle… Fakat o kalp sonsuzluk aleminde atmaya devam edecek… Yazar Bahattin Yıldız’dan bahsediyorum dostlar… Ehli irfan, ehli İslam, bir Hakk ve hakikat dostundan…
Afganistan’da düşen uçakta İHH gönüllüsü olarak bulunuyordu Bahattin Yıldız… Miami’ye giden uçakta değildi çok şükür… Afgan yetimlerine el uzatmaktı gayesi… İnsanlara hizmette sınır tanımayan bir yürek vardı onda. Onun, peşinden koştuğu hak ve hakikat davası vardı. “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle de dirilirsiniz!” demiş Fahr-i Kainat Efendimiz… O da mümince yaşadı ve Allahualem, şehit olarak göçtü dâr-ı bekâya… Zira Allah yoluna adanmış örnek bir hayattı onunki…
Taviz vermeyen, dik ve diri duran bir mücahitti Yıldız… Gerçekten de karanlıkları aydınlatan bir Yıdız’dı O… “Dini güzelliği” anlamına geliyordu “Bahaddin”… Bu yönüyle ismiyle müsemma bir insandı.. Zira inandığı ve bir dava olarak sırtladığı din olan İslamiyet’in çc QAbütün güzelliklerini barındırıyordu kendinde. O; direnişin öncülerindendi, kendini Allah yoluna adamıştı, bu yolda verdi son nefesini… O, mümince yaşadı ve mümin olarak öldü.
İlk kez 12 Eylül sonrasında gitmişti bugünlerde son nefesini verdiği Afganistan’a… O zamanlar Rus işgali altındaydı o topraklar… Kirli bir savaşın izini sürüyordu. Ümmetin sancılarını yüreğinin orta yerinde hissediyordu.Onun için hep yollardaydı, o büyük ve aydınlık yolu açmak için… Karınca misali hedefe varamasa da yolunda ölmeyi, tarafını belirlemeyi gaye ediniyordu. Patani’nin yetimlerine merhamet kırıntıları taşıyordu Yıldız… Onlar aç ve biilaç yaşarken o bir şey olmamış gibi davranamazdı. Peygamberin ümmetine bu yakışmazdı. Zira Müslümanlar bir vücudun azaları gibiydi. Bu azalardan birisi rahatsız olunca bütün vücut o acıya iştirak eder, merhem olurdu. O da merhem olmak istiyordu yaralara.
O, bir ara “Abdülhamit Muhacirî” mahlasıyla Milli Gazete’de çocuk köşesini hazırladı. Hakikatin güçlü soluğu olan yazılarını Mavera, Güldeste, Gurbet dergilerinde ve Milli Gazete’de yayınladı Bahattin Yıldız… Yiğitti, korlaşan koca bir yüreği vardı onun…
Şahadet özlemiyle yaşayan Bahattin Yıldız’ın kitaplarının konusu daha çok Afganistan’dı. “Ferhat Dağcı” müstear adıyla kaleme aldığı ilk kitabı Savaşan Afganistan ateşin gül açtığı topraklardaki zorlu hayatı anlatıyordu. İkinci kitabı Cihat Günlüğü’ydü. Bu kitabın büyük bir kısmı Zarifoğlu ile yazışmalardan oluşuyordu. Zaten onu bu kitabı yazmaya yönelten de Cahit Zarifoğlu’ydu. Güllerin Vedası’nda bu davayı sırtlayan Bilal Yaldızcı, Fuat Çağlar, Selami Yurdan, Metin Yüksel gibi şehitlerin yaşamlarını anlatıyordu. Bu öykülerde anlatılanlar hayal kahramanları değil, ilahi davanın çilesini sırtlamış hakikat kahramanlarıydı. Onun Karda Ayak İzleri, Kar Çiçeği isimli eserleri, adlarında kar olmasına rağmen sımsıcak kitaplardı.
Sırtında ağır bir yük vardı yazar Bahattin Yıldız’ın. Bu yük, kurşundan daha ağır iman yüküydü. Bu yükün altında dağlar, tepeler aşıyordu Hakk’ın verdiği güç ve cesaretle…
Erem Beyazıt’ın dediği gibi: “Onlar gittiler../Yalnız bir yemin kaldı aramızda/Ben şimdi bu yanda/Kasılmış çıplak bir kurşun gibiyim/Namluda… Onlar gittiler../Topraktan bir işaret taşıyarak alınlarında/Ben şimdi bu yanda/ Gerilmiş bir an gibiyim/Doğumla ölüm arasına… Onlar gittiler/Gelen zamandan bir haber gibiydiler/Ben şimdi bu yanda/İçilmiş bir and için bekleyenim/ Kurulmuş saat gibi… Onlar gittiler/Giderken bir muştu gibiydiler…”
Kelebeğin o bitmez heyecanıyla ışığa koştu Bahattin yıldız… Ona yatakta ölmek değil, böyle bir hayır yolunda ölmek, şehit olmak yakışırdı zaten. Maveradan yankılanıyor şimdi gür sesi… Allah gani gani rahmet eylesin dinin güzelliklerini yayan kutlu yolcuya!...
Bahattin Ağabey
Bahattin Yıldız’ın Türkiye Tevhidî Uyanış Sürecine İlgisi ve İslami Direniş Çizgisine Katkısı!
Rahmetli Bahattin Ağabeyin İzinde
Durmayan adam Bahattin Yıldız
Güle güle! Direniş öğretmenim
Bir ağabey uğurladık, bir Yıldız kaydı içimizden
Bir Yıldızımız ve bir bülbülümüz uçtu
Direncimizi yitirdik, farkında mıyız?
Okyanuslardan Hindikuş Dağları'na
Dağa çarpan hakikat gönüllüsü
Haza şehid
Hakiki bir Mücahit Abdülhamit
Hüzündür en çok yakışan bize
Bir yıldız daha kaydı aramızdan
Bahaddin Yıldız çağrısı
Bahattin Ağabey gideli on yıl oldu
Bahattin amcama mektup
Bahaddin Yıldız - Abdülhamid Muhaciri - Ferhad Dağcı
Sözünde duran bir yiğit daha Rabb'ine kavuştu
Bir yıldız gibi kayarak ayrıldı aramızdan
Ümmetin yüreği
Güle güle Bahattin abi
Bahattin, Faruk, Cevdet ve diğerleri
Bilal'lerden Fuat'lara!
Karanlığa bir yıldız daha çaktık
Bahattin Yıldız
Yıldızımız, ağabeyimiz
Bahattin Yıldız'da yedi güzel adamı okumak
Öteye gideceğini çok önce haber veren “Yıldız”
Bahattin Yıldız 'Cihad günlüğü' son noktayı koyu
Şehid
Orası devlet
Savaşan Afganistan'da şehit düşen adam
Işığa koşan kelebek ; Bahattin Yıldız
Sana bu ölüm çok yakıştı Bahattin ağabey
Ses ver Bahattin ağabey
Sevdasına kavuşan adam
İzmir'in yiğidi
Bir ‘Yıldız’ daha kaydı aramızdan
Bahattin Yıldız
Bir yiğit adamı kaybettik
Bahattin Abi’nin İzmir’i ve 'Bizim çocuklar'
Bir damadın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız aradığını buldu
Bahattin Yıldız'a mersiye
Gülün vedası yahut Bahattin Yıldız'ın şehadeti
Şehadetin kutlu olsun Eritre'li
Türkiye müslümanları yiğit bir akıncısını daha Rabbine şehit olarak gönderdi
Bahattin Ağabey, bir yıldız gibi Afganistan'a kaydı
Bastığı yerleri yeşerten Adem
Bahaddin YILDIZ ağabeyin aziz hatırasına
Bir gaza erine yaraşır şekilde bu dünyadan ayrıldı
Palandöken Dağlarından Kunduz Dağlarına, oradan da Cennete uçan kartal
Yalnız kurt
33 kişiden biri Yıldız'dı, o kalemin kalbiydi!
Bir yıldızımız da Salang Geçidi'nde söndü
Özlüyoruz Abi!
Selamünaleyküm Bahattin abi
Adı Bahatin olan o ışık
Siz Bahattin Yıldız'ın ellerini görmüş müydünüz?
Söz biter bazen... Kelimeler düğüm düğüm dizilir insanın boğazına
Annemden sonra hiç bu kadar ölmedim!
Afganistan savaşımızın en aşinâ simâlarından Bahaddin Yıldız'ın ardından
Yaşadıkları gibi giden iki güzel insan
Yıldızlarda kayar durmaz yerinde
Firakında keder içindeyiz
Çorba, Bahattin Yıldız, tesettür
Dağlara
Bahattin Abi’nin vedasının gençlere yüklediği sorumluluk
Koskoca bir ‘kardeş’ dünya
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Sevgili Bahattin ve Faruk'a
Yıldızlar ölmez
Hoda hafız biraderani Mucahidan!
Bir Yıldız kaydı, yenileri doğsun diye