x

Dünyayı Kuşatan Yüreğin Anısına

Almanya Günleri

Önce Kendinizi Tanıtın, Ümmetin Yetimleri, Kardeşlik, Son Görüşme, Srebrenitsa, Faaliyetler

 

      Önce Kendinizi Tanıtın
      Bismillahirrahmanirrahim.
      “Gittiğiniz yerlerde devlet erkânı ve yerel yöneticiler ile görüşün. Kendinizi tanıtın. Başkaları sizi anlatmadan siz kendinizi anlatın.” diyordu Bahattin abi. Bu düstura hep bağlı kalmaya çalıştık. Yetimhanemizin bulunduğu Nijer’in Tera şehri belediye başkanı, Vali ve Sultanini her gittiğimizde ziyaret etmeye çalıştık.

      İlk yetimlerimiz Muhammed ve Abdullahi kayıt ettikten sonra yeniden gelmek üzere Tera’dan ayrıldık. Viyana’dan Kemal Altıntaş ağabey ile 2015’in Kasım ayında yeniden yetimhaneye gittik bu sefer yetimlerimizin sayısı 11’e çıkmıştı. Nijerli yardımcılarımızdan öğrendiğimize göre bazı yetim aileleri çocuklarını önce kaydettiriyorlar sonrada iki üç gün sonra geriye gelip kayıtlarını sildiriyorlarmış. Kemal abi ile beraber Belediyeye gittik. Sorunun ne olduğunu sormak için. Belediye başkanının bir toplantıda olduğunu ve beklememiz gerektiğini; ama kendisine haber vereceklerini söylediler. Toplantı odasına haber vermek için giden memur bir dakika kadar sonra, “Buyurun başkanımız sizi bekliyor.” dedi. İçeriye girdiğimizde 20 ye yakın, daha sonra kantonların şefleri olduğunu öğrendiğimiz kişileri gördük. Başkan bizi orada tanıttıktan sonra bize dönüp, “Aha kanton şefleri (birkaç köyün aşiret reisi, muhtarı gibi) burada, derdinizi bunlara anlatın.” dedi. Meğer biz geldiğimizde tam da bizim yetimhaneyi konuşuyorlarmış: Kim bu yetimhanenin sahipleri, niçin bizim şehirde yetimhane kurmuşlar. Çocuklarımıza ne yapacaklar, alıp götürecekler mi, nereye götürecekler, bunlar misyoner mi vs. gibi sorularına kendi kendilerine cevaplar bulmaya çalışıyorlarmış. Kendimizi tanıttık. Dernek olarak ne olduğumuzu, ne yapmak istediğimizi ve bu zamana kadar neler yaptığımızı anlattık. Yetim çocuklar için göstermiş oldukları hassasiyetleri için kendilerine teşekkür ettik. Ve oradan ayrıldık. Bizden sonra radyodan belediye anons geçmiş, “Yetimhane açıldı, çocuklarınızı gönderebilirsiniz.” diye. Bahattin abinin yukarıda ki tavsiyesini uygulamamız, Allah’ın izniyle yetimhanenin önünde ki çok büyük bir engeli de kaldırmış oldu. 

      Ümmetin Yetimleri
      “Ümmetin yetimleri, bizim yetimlerimizdir.” diyordu Bahattin Yıldız abi. Bazen de “Bizim çocuklarımızdır.” diyordu. Nijer’de bir yetimhane arsası bakarken,  başkent Niamey’de, bir Nijerli bürokrat etrafımızda toplanan çocukları kastederek, “Bakın bunların adı şimdi Ahmedu, Muhammedu, Osmane, Bubakar (Ebubekir), Umaru (Ömer), Fatimatu Zahratu, eğer bu çocuklara bizler, sizler sahip çıkmazsak, bunlara başkaları sahip çıkar ve ileride bunların adları John, Michel olur isimlerini değiştirirler, boyunlarına bir kimlik asarlar ve tek baslarına uçaklara bindirilip Avrupa’ya, Amerika’ya gönderilir.” demişti. O zaman anlamıştım Afrika’da boyunlarında asılı kimlik torbalarıyla uçaklara bindirilen çocukların nerelere gönderildiğini. Bahattin abi demek ki bunları kastediyordu, bizim çocuklar derken.

      Kardeşlik
      Bahattin abi bir Balkan gezisi sonrası bize, Makedonya’da bir roman köyüne uğradık. Orada iki tane kurban kestik. İlk sefer birileri bu köyde yardım dağıtıyormuş. Ömer buraya bir dahaki sefer sizlerde gidebilir misiniz demişti. Köyün adını daha sonraları unuttuk Fakat Makedonya’ya bu vasiyeti belki yerine getirebiliriz diye bir seferinde Kurban kampanyası düzenledik. Afrika’ya giden ekibimizden bir kişi de Makedonya ekibinde bulunuyordu. Dönüşte izlenimlerini aldığımızda Ağabey Makedonya’nın durumu Afrika’ya göre çok iyi; en azından yeşillik ve sular var. Açlık sorunu yok. Burada kurban kesmemizin nedenini bağışçıya nasıl anlatacağız dediğinde, Bahattin abinin bu tavsiyesini hatırlatıp biz orada kardeşlik için bulunuyoruz demiştim. Evet, her fakirin durumu kendi ülkesine göre değerlendirilmeli. Türkiye’deki fakir ile Afrika’daki fakir kıyaslanamaz. Almanya’daki fakirlik kıstası ile Afrika’daki fakirlik karşılaştırılamaz. (Mesele Almanya’da bir fakirin sosyal yârdim alabilmesi için 7500 Euro’ya kadar bir arabasının olması ve mülkiyeti kendine ait ve kendi kullandığı bir mütevazı evinin olması engel değil).
      Umut derneğinin diğer faaliyetlerine geçmeden önce Bahattin abinin Şehadet yıldönümü olan bu Mayıs ayında onun ile yüz yüze son görüşmemizi ve Srebrenitsa’yı anlatmak istiyorum.

      Son Görüşme
      Bahattin abi 02.04.ile 05.04.2010 tarihlerinde bizimle Avusturya’nın Linz kentinde düzenlediğimiz yıllık buluşmamız olan kampta idi. Bize Srebrenitsa’yı anlattı ve Temmuz ayında kendisinin de Srebrenitsa yürüyüşüne tekrar katılacağını söyledi ve bizi de katılmamız için teşvik etti. Kendisiyle sözleştik ve Temmuz ayında inşallah beraber bu yürüyüşe katılırız dedik. Linz’deki programdan sonra Nürnberg’e geldi. Bir aksam vakti kendisini otobüsle Nürnberg’den Bosna’ya yolcu ettik. Otobüs hareket ederken pencereden bize bakıp gülümseyerek el sallaması, en son yüz yüze görüşmemiz oldu. Onun şehadetinin üzerinden gecen günler ve aylar boyu yürüyerek işten eve dönerken biraz yolumu uzatarak onunla son vedalaşmamız olan bu otobüs garajından geçip, otobüslere bakıp onu hatırlıyordum. Ölümün bize ne kadar yakın olduğunu ve hayatın manasını, şehadeti, işini en güzel bir şekilde bu dünyada tamamlayıp Müslümanca bu dünyadan göç etmenin ne denli büyük bir nimet olduğunu vs. düşünerek. Bahattin abi bizlere hayatta iken de hayattan ayrılırken de örnek oldu. Allah şehadetini kabul etsin. 

      Srebrenitsa
      Bizler Bahattin abiye verdiğimiz sözü tuttuk ve 2010 yılı Temmuz ayındaki Srebrenitsa yürüyüşüne katıldık arkadaşlarla. 1995’te Bosna savaşı esnasında Birleşmiş Milletler korumasında olup ihanete uğrayan Boşnak Müslümanların katledildiği yerin adidir Srebrenitsa. Silahsız ve korumasız binlerce Müslümanın Sırp kasaplarına teslim edildiği yer. Kaçanların, 120 km uzaklıktaki Tuzla’ya ulaşabilmek için günlerce aç susuz yollara düştüğü ve çoğunun Sırp katilleri tarafından katledildiği olay. Bu yolu her yıl binlerce kişi o ani unutturmamak ve katledilenlerin o yollarda neler çektiğini hatırlamak için Temmuz ayının 9 -10 ve 11. günleri yürüyor. İlk Bahattin abiden duyduk bu yürüyüşü ve diğer sene arkadaşlarla çocuklarımızı da alarak gittik Bosna’ya. Katledilen bazı insanların cesetlerine halen yeni yeni ulaşılıyordu ve DNA testleri yapılıp kimlikleri tespit edilip cenazeler defnediliyordu. 2011 yılında da 700 ün üzerinde cenaze vardı. Çocuklara dedik ki, bakın çocuklar şu an bizler tarihe tanıklık ediyoruz. Sırpların katlettiği Müslümanların cenazesini defnediyoruz. Bir yüzyıl sonra Batının tarih kitapları şunu yazabilirler: Boşnaklar Sırpları katletti. Daha bu sözümüz üzerinden birkaç dakika geçti geçmedi, telaşla birileri bir şeyler anlatıyor, bir telaş var. Sorduk ne var diye, biraz ileride 300’e yakın Sırp toplanmış protesto yürüyüşü yapıyorlar dediler. Bu günde ne protestosu dediğimiz de, “Boşnaklar bizi katlettiler.” diye. Çocuklar gördünüz mü daha yüzyıl gelmeden şimdiden iddia ediyorlar. Onun için bizim buraya gelmemiz ve bu cenazelere tanıklık etmemiz önemliydi.

      Faaliyetler
      Bahattin Yıldız abinin de teşvikleri ile kurulan UMUT uluslararası insani yardım derneği Nürnberg’in diğer yardım faaliyetlerinden kısaca bahsederek yazımızı tamamlamak istiyorum. UMUT derneği olarak bu zamana kadar 20 ülkede insani yardım faaliyetleri düzenledik. Ve yardım faaliyetlerimiz halende devam etmekte. Bunlardan bazılarını burada zikretmek istiyorum.

      BOSNA – 2014 yılında yaşanan sel felaketine acil olarak nasıl yardımcı olabiliriz diye bir çalışma yaptık. Nürnberg’de faaliyet gösteren başka bir Türk Derneği ile Nürnberg’deki Boşnakların camisine gittik. Acil ihtiyaçları sıraladılar. Sprinter marka uzun bir minibüs dolusu acil yardımı kısa zamanda toparlayıp iki gencimiz ile Bosna’ya gönderdik. Bizler üç dernek ilk başta minibüsü acaba doldurup gönderebilir miyiz diye düşünürken, hiç ummadığımız bir yerden bizlere yardım teklifi geldi. Almanya’da büyük bir Transport şirketinde yöneticilik yapan bir Boşnak bayan bizleri aradı. “Siz Bosna’ya yardım gönderiyor muşsunuz, eğer lazım olursa bizim tırları sizin için bedava tahsis edebiliriz dedi. Boşnakların camisinde bu teklif ile faaliyetlerine hız verdi. Ve toplamda on bir tır dolusu yardım malzemesi daha Bosna’ya gönderildi. Bahattin ağabeyin, “Yola çıkın, yardımcılar bulacaksınız.” sözü bir kez daha gerçek oldu.

      PAKISTAN- 2010 yılı sel felaketi. Pakistan’ın beşte biri sular altında kalmıştı. UMUT derneği olarak ilk kez Pakistan’a o zaman yardım organizemiz oldu ve o tarihten sonra açılan hayır yolunu kapatmamak ve canlı tutabilmek için her yıl en az bir seferde olsa yardım faaliyetlerimize devam ediyoruz. 

      KENYA- Suriye savaşı çıkmadan önce Dünya’nın en büyük mülteci kampı olan Dadaab’a her yıl Ramazan ve Kurban da gitmeye çalışıyoruz. Şu anda üç yüz bine yakın mülteci yaşıyor. Bu rakam 2011’den 2017 yılları arası 700 bine kadar çıkmıştı. Somali’deki savaştan sonra BM tarafından kurulan bu kamp 2011 yılında kuraklıktan dolayı açlık ölümlerinin yaşandığı zamanda yüzbinlerce mülteci daha gelmişti. Aslında       açlıktan kaynaklanan ölümler bu kampta halen devam ediyor. Sadece bir farkı var, simdi bu kampta olanlar dünya medyasının gündeminde değil.

      BANGLADES / HINDISTAN – Myanmar’daki zulümden kaçan yüzbinlerce Müslüman mültecinin yaşadığı kamplar. Buralarda diğer yardım kuruluşları ile ortak yardım faaliyetlerimiz oldu ve halen ara ara devam ediyor.

      NEPAL -2015 yılında 7,9 büyüklüğünde bir depremin ardından UMUT derneği olarak başka yardım kuruluşları ile beraber Nepal’e gittik. Buradaki Müslümanların durumu ile ilgili Nepal İslam Diyanet İşleri başkanının anlattıklarını sizinle paylaşmak istiyorum: Nepal’de Müslümanlar nüfusun yüzde 4 ünü oluşturuyor, fakat yönetimde bir tane bile milletvekilimiz yok ve temsil edilmiyoruz. Nepal’de Hindistan’daki gibi Kast sistemi var. Bu sistem de 1. Sınıf: Din adamları, 2. Sınıf: Yüksek asker ve yöneticiler, 3. Sınıf: Ziraat ve ticaret ile uğraşanlar, 4. Sınıf: İsçiler -en ağır işleri yapanlar. Birde Paryalar var. Müslümanların durumu bu en aşağıda olan sınıfın da aşağısında demişti. Acı bir tespit. 

      SUDAN- Nürnberg’de Eritreli bir Müslüman bizlere Sudanda bulunan ve 400 bin kişinin yaşadığı Kesele Mülteci kamplarından bahsetti. Eritre’deki zulümden kaçanların sığındığı bu kampların varlığından ilk kez onun sayesinde haberdar olduk. Ve Sudan’da iki kez gıda yardımı faaliyetlerinde bulunduk İzmir’den Bizim Çocuklar ile birlikte. Kesele ve Darfur mülteci kamplarının durumu gerçekten içler acısı.

      NIJER – Birleşmiş milletler listesinde dünyanın en fakir 3. ülkesi. 2007 yılından beri burada yardım faaliyetlerimizi Allah’ın izniyle devam ettiriyoruz. 2016 yılında Türkiye`den Mehmet Fatih Marangoz kardeşimizin bu faaliyetlere ailesi ile beraber Nijer’de kalarak omuz vermesi, yardımların ivme kazanmasına ve Nijer’e yakın Burkina Faso, Mali, Benin, Togo, Fildişi Sahilleri gibi ülkelerde yardım faaliyetlerimizin yayılmasına imkan sağladı. 

      ÇAD- 40 yıl iç savaş yaşayan bu ülkeye ilk gittiğimizde başkent Encemin’e de dul ve yetimler ile engelli derneklerinin çokluğu dikkatimizi çekti. İlk gittiğimizde Türkiye Cumhuriyetinin orada bir büyükelçiliği yoktu. Kurban organizasyonunu bitirdikten sonra birkaç yere ziyaret gerçekleştirdik. Bunlardan bir tanesinde Almanya’nın Çad Büyükelçiliği idi. Konteyner evlerin birleşiminden meydana gelen binalarında kırk yıldır hizmet verdiklerini söyledi bize Alman Büyükelçi. Daha sonraki yıllarda Çad’a gittiğimizde artık Türkiye’nin de bir büyükelçiliği vardı ve Osmanlıdan sonra ilk kez, tam yüz yıl sonra Türkiye buraya bir Büyükelçilik açmıştı. Çad gölü civarında Boko Haramdan kaçan yüzbinlerce mülteci için gıda dağıtımlarımız olacaktı. Büyükelçimiz bu konuda bize çok yardım etti, Birleşmiş Milletler yetkilileri ile görüştürdü, bizi dört gün boyunca kendi evinde misafir etti. Bu sayede yardımlarımızı mültecilere ulaştırabildik. İnsanların kaçışları henüz yeni olduğu için, çadırsız, ağaçların altında kendine sığınak yapmaya çalışan kadın ve çocukları gördük. Çaresizlikleri bütün yalın haliyle gözlerimizin önündeydi. 

      ALMANYA – Deggendorf’ta sel felaketine uğrayan selzedeler için acil ihtiyaçlar için kullanılmak üzere sembolik bir miktar ile belediyeye Dernek adına bir bağışta bulunmak üzere üç kişilik bir ekibimiz Deggendorf belediyesine gitti. Belediye başkanına ekibimiz yardımı arz ettiğinde arkadaşımızın söylediği: “Biz Almanya’da aynı toplum içeresinde yaşıyoruz. Buradaki toplumun başına gelen felaketler bizleri de üzüyor. Bu ufak yardımınız sadece acınızı paylaştığımızın bir simgesidir.” dediğinde belediye başkanın, “Siz bizler için gerçekten böylemi düşünüyorsunuz. Sizlere çok teşekkür ediyoruz. Yardımınızı kabul ediyoruz. Fakat gördüğüm kadarıyla siz yurt dışında çok güzel yardım faaliyetleri yürütüyorsunuz. Bu işlerinize devam edin. Sizleri tebrik ediyorum.” demiş. 
Derneğimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler Derneğimizin Facebook ve Internet sayfalarına bakabilirler. Allah a emanet olun. 

Ömer GENÇALİOĞLU
25.04.2021 - Nürnberg

 

Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 07.05.2021

 

ÖNCEKİ YAZILAR

 

Ziyaretçi Defteri
Yükleniyor
Yükleniyor...