Henüz hiç bir ayrıntı yok. Yabancı ajansları ve el-Cezire’yi takip eden arkadaşlardan da iyi haberler yok. Uçağın 3800 metre yükseklikte Hindikuş dağ silsilesinde Kabil’e 100 km uzaklıkta bir tepeye çarptığı, infilak ettiği haberleri geliyor. Afganistan, ah ki ah, imkansızlıklar ülkesi, garipler yurdu. Teçhizat yok, helikopter yok! Arayanlar katırlarla arayışa geçtiler ama aşılması zor engeller var!
Afganistan yolculuğuna çıkacağı son gün birlikteydik İzmir’de. İzmir’in ikinci Bahaddin’i ile birlikte epey sohbet ettikti. O akşam İstanbul’a gidecek,oradan da Afganistan’a uçacaklardı, diğer İHH’lı yoldaşı ile birlikte.
Bu iki Bahaddin’ler 70’lerin kuşağıdır. Takılmıştım onlara; burada başka Bahaddinler yok, kalmadı sizlerden artık. Nesliniz tükendi. Kendinize mukayyet olun, ne olur bizleri üzecek işlere kalkışmayın, dedimdi! Hey Rabbim, 80’lerde devlet işlerine bulaşmayan, pis ilişkilerden uzak duran, vicdanlarını kirletmeyen, elleri tertemiz kalan iki güzel insandı bunlar. El emekleri ile geçinen, nâmerde muhtaç olmayan iki yiğitten birinin akıbeti meçhul, şimdi!
İzmir’den gönlü geniş, eli açık bir tanıdığı vaad etmiş yetimhanenin kuruluş giderlerini. Sıra arsasını bulmaya gelmişti Afganistan’a kurulacak savaş yetimlerinin bakım ve iaşe yurdu için. Aramış oraları, bulmuştu arsa verecek birisini. Onun için gideceğim diyordu Yıldız olan Bahaddin’imiz.
Bir hafta içinde dönerim, yaz mevsiminde de inşaatı bitiririz inşALLAH diyordu. Öyle mutluydu ki, anlatılması zor, çok zor. Yetimlerimiz diyordu, bizim yetimlerimiz! Allah böyle imkanlar verir de biz boş mu dururuz! Ben bilirim ki çoğu masraflarını kendi cebinden karşılardı o, gücü yettiğince!
Kadere bak, taktire bak! Ne çok sok severdi oraları. 80’li yıllarda cenk etmişti kâfir Rus’lara karşı oralarda. İyi bilirdi coğrafyayı ve insanlarını Afganistan’ın. Birlikte gittiği kimi dostları şehid olmuş, mezarları orada kalmış, yaralı gazi olarak dönmüştü kendisi. Fırsat bulduğu her zaman gider ziyaret ederdi, cihad ettiği arkadaşlarının mezarlarını. Döndüğü zaman da paylaşırdı anılarını.
Savaş var oralarda, kirli ve pis bir işgal ve katliam. Ne gariptir ki eski tanıdıklarının bir kısmı da şimdi ABD’nin yanında yer almıştı. Ne olur ne olmazdı, mevsim iyi değil, ortalık karışıktı. Bu sefer gitme, yaşlandın artık, sağlığın da elvermiyor, diyerek takılmıştım! Hafifçe tebessüm ettiydi, gideceğim diyordu! Ben de biliyordum gideceğini, konu Afganistan oldu mu duramazdı. Ne çok anıları vardı oralarda!
Akıbetini bilmiyorum arkadaşım, bu gün ikinci gün ve hala bir haber yok sizlerden... Bana başka bir yazı yazdırmasın Allah’ım senle ilgili. Gönlüm yaslı, gözlerim hüzünlü. Tüm dostların gibi. Özletme bizleri, biz İzmir’li Müslümanları. Şu an duadan başka bir şey gelmiyor elimizden, aciziz.
Dün akşam senin kurduğun dernekteydik, tüm sevenlerin oradaydı. Herkeste hüzünlü ve meraklı bir bekleyiş, çoğunlukla da gözü yaşlı arkadaşların oradaydık. Tam da arzuladığın gibi bir birlik havası vardı, keşke görseydin! Lakin bu defaki toplantıda coşku değil hüzün doluyduk. Yapılacak bir şeyi paylaşmak için değil, senin gıyabında senin için toplanmıştık.
Bunu mu istedin bizden ey sevgili Yıldız? Senden gelecek her habere hazırlandık gibi ama bir umudumuz var hala... Yitirmeyeceğiz ve bekleyeceğiz.
Her şeye gücü yeten Rabbimizden niyaz ediyoruz, bizleri sevindirecek bir haber gelir mi ola?
Bahattin Ağabey
Bahattin Yıldız’ın Türkiye Tevhidî Uyanış Sürecine İlgisi ve İslami Direniş Çizgisine Katkısı!
Rahmetli Bahattin Ağabeyin İzinde
Durmayan adam Bahattin Yıldız
Güle güle! Direniş öğretmenim
Bir ağabey uğurladık, bir Yıldız kaydı içimizden
Bir Yıldızımız ve bir bülbülümüz uçtu
Direncimizi yitirdik, farkında mıyız?
Okyanuslardan Hindikuş Dağları'na
Dağa çarpan hakikat gönüllüsü
Haza şehid
Hakiki bir Mücahit Abdülhamit
Hüzündür en çok yakışan bize
Bir yıldız daha kaydı aramızdan
Bahaddin Yıldız çağrısı
Bahattin Ağabey gideli on yıl oldu
Bahattin amcama mektup
Bahaddin Yıldız - Abdülhamid Muhaciri - Ferhad Dağcı
Sözünde duran bir yiğit daha Rabb'ine kavuştu
Bir yıldız gibi kayarak ayrıldı aramızdan
Ümmetin yüreği
Güle güle Bahattin abi
Bahattin, Faruk, Cevdet ve diğerleri
Bilal'lerden Fuat'lara!
Karanlığa bir yıldız daha çaktık
Bahattin Yıldız
Yıldızımız, ağabeyimiz
Bahattin Yıldız'da yedi güzel adamı okumak
Öteye gideceğini çok önce haber veren “Yıldız”
Bahattin Yıldız 'Cihad günlüğü' son noktayı koyu
Şehid
Orası devlet
Savaşan Afganistan'da şehit düşen adam
Işığa koşan kelebek ; Bahattin Yıldız
Sana bu ölüm çok yakıştı Bahattin ağabey
Ses ver Bahattin ağabey
Sevdasına kavuşan adam
İzmir'in yiğidi
Bir ‘Yıldız’ daha kaydı aramızdan
Bahattin Yıldız
Bir yiğit adamı kaybettik
Bahattin Abi’nin İzmir’i ve 'Bizim çocuklar'
Bir damadın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız aradığını buldu
Bahattin Yıldız'a mersiye
Gülün vedası yahut Bahattin Yıldız'ın şehadeti
Şehadetin kutlu olsun Eritre'li
Türkiye müslümanları yiğit bir akıncısını daha Rabbine şehit olarak gönderdi
Bahattin Ağabey, bir yıldız gibi Afganistan'a kaydı
Bastığı yerleri yeşerten Adem
Bahaddin YILDIZ ağabeyin aziz hatırasına
Bir gaza erine yaraşır şekilde bu dünyadan ayrıldı
Palandöken Dağlarından Kunduz Dağlarına, oradan da Cennete uçan kartal
Yalnız kurt
33 kişiden biri Yıldız'dı, o kalemin kalbiydi!
Bir yıldızımız da Salang Geçidi'nde söndü
Özlüyoruz Abi!
Selamünaleyküm Bahattin abi
Adı Bahatin olan o ışık
Siz Bahattin Yıldız'ın ellerini görmüş müydünüz?
Söz biter bazen... Kelimeler düğüm düğüm dizilir insanın boğazına
Annemden sonra hiç bu kadar ölmedim!
Afganistan savaşımızın en aşinâ simâlarından Bahaddin Yıldız'ın ardından
Yaşadıkları gibi giden iki güzel insan
Yıldızlarda kayar durmaz yerinde
Firakında keder içindeyiz
Çorba, Bahattin Yıldız, tesettür
Dağlara
Bahattin Abi’nin vedasının gençlere yüklediği sorumluluk
Koskoca bir ‘kardeş’ dünya
Bahattin Yıldız'ın ardından
Bahattin Yıldız'ın ardından
Sevgili Bahattin ve Faruk'a
Yıldızlar ölmez
Hoda hafız biraderani Mucahidan!
Bir Yıldız kaydı, yenileri doğsun diye