Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş. Şehid Murad Hüdavendigar'ın türbesine yakın bir köyde oturuyormuş. Buşkim'e köyü ve evi tarif etti. Saat 7'de köye otobüs varmış. Faik bey, 'Size börek yedireceğim.' diyor. 'Börekleri alıp gidelim.' diyorum. 'Gideceğimiz yere tatlı alalım.' diyoruz. Burada tatlı götürme adeti olmadığı için kuru pasta gibi şeyler de yok. Sonuçta bir tepsiye tulumba tatlısı dizdiriyorum.
Faik bey, lemalarını gösterdi. 'Belki bunları tercüme ederim.' dedi. Bu arada bir küçük el kitabını çevirmiş. Uzun ve ince böreklerini kesti.
Sıcak, sıcak yiyin! Orada sohbet edecekseniz ben de geleyim.
Biraz konuşup yatarız.
Yatmak için oraya niye gidiyorsunuz? Bende de yatardınız.
Tatlımızı da alıp bir taksiyle gidiyoruz. Büyük bir bahçenin içinde, 6-7 dönüm var. Genç imam Hüsameddin geliyor. Tek katlı eve girdik. Soba yanıyor. Bir köşede küçük bir kitaplık. Yeşil köşe koltuk dizili odada bir koltuğun üzerinde ciltli ve ciltsiz iki Arapça kitap henüz açık duruyor. Tutulmuş notlar var. Ve okuduğu belli oluyor Hüsamedin hocanın. Priştina'nın en genç imamı ve gençlerle ilgilenen tek imamı. Aynı damardan. Aslen çerkezmiş. Bir küçük erkek kardeşi geldi. Futbolcuymuş. Bir ara da denenmek için Konyaspor'a gitmiş. O zamanlar Hüsameddin: 'Haram demiyorum. Fakat bu yaptığın iş bize ters bir şey. Bırak bununla uğraşma dedim. O dinlemedi. Yaptığı da bir işe yaramadı'. Küçük kardeş kahve ve beraberinde şerbet getirdi. Bütün bu bölgede yemek öncesinin adeti, kahve veya çay, yanında şerbet, tatlıdan sonra yemek getiriliyor.
...
Önce pacacıya. Sonra akşam ilk geldiğimiz Fatih Sultan Mehmed Camii'nin avlusundaki Meşihat binasına girdik. Eski bina dökülüyor. Müftü Recep Boya Türkiye'deymiş. Fotoğraf makinası çalışmıyor. Herhalde pili bitti. Oradan Alaaddin Camii'nin bahçesindeki İlahiyat Fakultesine gittik. Kütüphaneyi, öğretmenler odasını gezdik. İkinci sınıfların dersine girdik. Tefsir dersi varmış. Prizen müftüsü dersteydi. Sınıfın üç öğrencisi kız. Ayhan Arapça kısa bir selam konuşması yapıyor. Biz sınıfa girerken öğrenciler ayağa kalkıyorlar, çıkarken de kalkıyorlar. Müdür muavini küçük Yugo taksisiyle bizi İmam-Hatib okuluna götürüyor.
Garaja gitmek için arabasına bindiğimiz şöfor, arabasından daha döküntü. Zorla yola çıktık. Otobüs geçmiş. Bir taksiyle sınıra kadar 50 DM'ye anlaştık. Şöforla konuşurken yol üstünde bir köyde ortak tanıdıkları çıktı. 1963'e kadar Üsküp'te otururken komşularıymış. Köye uğrayalım dedi. Olur. Köye girdik. Adam yokmuş. Oğlu ve gelini çıktı. Üç tane sarı saçlı, mavi gözlü, pırlanta gibi de boy boy, iki oğlan bir kız. Çantamdaki çikolatayı onlara pay ettim. Adam ille kalın diyor. Zorla izin alıyoruz. Sınırdayız. Çantalara bir gözatıp, çıkışı vuruyorlar. Üsküp otobüsü de sınırda ve biniyoruz.
Makedonya girişini de kolay geçtik. Garajda indik. İlk işimiz telefon etmek oldu. Ve Alaca Camii'ndeyiz. Aradığımız birisini bekliyoruz. Cemaat yatsı namazında ve kalabalık. Gençlerin bir kısmı selefi olmuş. İmam Türkçe biliyor. Müezzine avludaki imam odasını açtırdı, içerisi sıcak. Sünger yer minderler var. Lavabosu mevcut yeri bulduk. Çay getirdiler. Bir genç var, İmam-Hatib için Türkiye'ye gitmiş, olmamış. Burdakine girmiş, burada sosyal ve fen dersleri çok az. Matematik, fizik hiç yok. Üç genç daha geldi. Muharrem, Fuat, Ramazan. Ramazan hafızlığını yeni bitirmiş.
Önce İbrahim'e, sonra Ramazan'a Kur'an okutuyoruz. İkisinin de çok güzel sesi var. Ramazan daha güzel okuyor. Müezzin, Adnan İsmail'e gitti. Evde yokmuş. Haber bırakmış. Saat 8 oldu. Çocuklar gittiler. Müezzin anahtarı vererek gitti. Anahtarlığı R.P.
Rıdvan akraba ve komşularından bahsediyor. 'Git onları bul, ziyaret et! Hatta sen orada kal! Biz burada kalırız.' diyorum. Kalktı, saat 10'da geri geldi.
Hadi gidiyoruz.
Nereye?
Bir komşumuzu buldum.
Rıdvan, kimseyi rahatsız etmeyelim, burası güzel. Sen git, orada kal! Biz burada kalalım.
Dışarı çıkıyoruz. Yemek yedik. Rıdvan'ı gönderdik. Biz de saat 12'ye kadar konuşup daha sonra yattık.
Nehir Üsküp'ü ikiye bölüyor. Eski Osmanlı köprüsü ve yeni köprü şehri birbirine bağlıyor. Pazar yeri, kale, cami, kule tarafı, eski şehir ve büyük camiler bu tarafta. Karşı tarafta büyük bir ışık kulesi, ışıklandırılmış futbol stadı, yeni binalar.
Kuleden yürüyerek aşağı indik. Dün geldiğimiz otobüs garajının yanındaki postaneden Adnan'a telefon ettik. Bir hatamız aydınlandı. Adnan İsmail ve Adnan İdris olmak üzere Adnanlar iki taneymiş. Ve bizim İstanbul'dan aldığımız isim Adnan İdris'miş. Arkasında yatsı namazını kıldığımız uzun boylu yaşlı hoca efendi Adnan'ın babasıymış. Camide üç Türk olduğunu, ama Adnan İsmail veya başka bir ismi beklediklerini söyledikleri için Adnan İdris gelmemiş. Adnan'la evlerine gittik. Biraz önce yanından geçtiğimiz müzenin yakınındaki evlerine oturduk. Kahvaltı ve çay eşliğinde sohbet ediyoruz. İstanbul İlahiyatta tek dersi kalmış. Oradan evlenmiş. Geçen yıl hanımıyla Arnavutluk'a gitmiş.
Doğu Makedonya'ya gittim. Dindar ve dinci yok. Cumaları bakandan dinliyorum. Hiç Türkçe konuşmuyor, hep Arnavutça konuşuyorlar. Burada biz bir avuç Müslümanız. Parçalanmaya tahammülümüz yok. Fakat parça parçayız. Dedem başaçıklığa izin vermedi. Çünkü baştaki takke Müslümanlık ifadesi ve harama tevessülü engelleyen bir örf. Yedi parti var. PDO Demokratik Refah Partisi, PPDŞ Arnavut Refah Partisi, SDA Boşnak Partisi, PAD Hakyol; İslamcı söylemleri kullanıyor, fakat bir tabelası yok. TDP Türk Demokrat Partisi, DDP Halk Partisi. İzinsiz bir parti daha var. En kuvvetli PPD. Devletle çalışıyor. Bir dönemin en büyük partisiydi. Devletle işbirliğinden dolayı Arnavutlar sevmiyor. İlk defa bir ilahiyat hocasını aday gösterdi. Çatışma çıktı. Diyanet başkanı DDP'yi destekliyor. PPDŞ, Sebahaddin Mahmudi, Allahuekber sloganları attı. Arben Cafe Tetotavalı İslam'ı seviyor. Arnavutluk hükümeti ile arası iyi. Refah Partisi'nin politikasını taklit ediyor. Tetova'da Makedonca ders verilen bir üniversite açıldı. Arnavutça eğitim yapamayacak. Devlet kabul etmedi. PPDŞ, onu kabul etti. Halk açıyor. Her aile aylık gelirinin yüzde 3'ünü buraya veriyor. Şu anda üniversite kurucusu Fazıl Süleyman tutuklu. Üniversitenin beş altı bölümü var. Orada üniversite kurulurken Meşihat'ı arıyor. Meşihat izin vermeyip, Üsküp'te ilahiyat temelini attı. 1983-1984'te kuruldu. Avrupa'nın en güzel okulu seçildi. 28 Şubat 1963'te Üsküp'te çok büyük bir deprem olmuş. 800 bin nüfusu var. 30 bin Müslümana 1, 10 bin Hristiyana 1 milletvekili hakkı verildi. Onbir Hristiyan birliği var. Mama Teresa buralı. Yeni şehir Hristiyanlar tarafı. İkinci Meşihat kuruldu. Yakup Selimoviç başkanı. Hristiyan-Müslümanlar Birliği sonra birleştiler. İmamlar da ikiye bölünmüştü. TeFe 100 okulu sadece Türkçe okunan bir okul, komünist dönemden hemen sonra açıldı. Fettullahçıların okulu için kısa zamanda büyük reklam yapıldı. Devlet televizyonunda, gazetelerde. İlk önce 24 kişiydi. Kız yoktu. Devlet sadece erkek olmaz deyince, 6 da kız aldılar. 30 öğrencisi var. Yahya Kemal Lisesi.
Tahran’ın Güney Otobüs terminaline gideceğim.
Aradan otuz sene geçmişti; onu unutmamıştım. Kaybolup gitmişti.
Gürcistan: 69 bin 700 km kare yüzölçümüne ve 5 milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin,...
Evet, İran devrimiyle hızlanan bir süreç var.
Sonradan kendisi de bir alçağın en az on kurşununa hedef olan Hayati ÜSTÜN, İstanbul'dan telefon ediyor.
İhtiyar delikanlı: Yaşlanan bedenine karşın, yaşlanmayan gözlerinden yiğitlik kıvılcımları saçan Ferman ağabey
Hep zaafiyet içinde yüzmeyi nasip ediyor.
Gecikiyor dostların kalbine.....
Akşam namazından sonra beş araçla programın yapılacağı Kumanova'nın banliyösündeki Likova'ya doğru yola çıktık.
Makedon hükümeti, batıdaki dağın ucuna 70 metre yüksekliğinde bir haç dikmiş.
Makedonyalı Müslümanlar 2005 yılını bitirirken Osmanlı ulemasının son temsilcisi İdris İdrisi Hoca Efendiyi kaybetti.
Reyyan'la beraber otobüsle Recklinghausen'e gittik. Oradan 11'de ICE'ye bindik.
Akşam Ahmet gelip aldı. Sonra eşi, oğlu Musab ve kızı Halenur'u da alıp Bochum'a gittik.
Akşam Ahmet gelip aldı, ailece ona başsağlığına gittik. Yan komşu Karslı inşaatçı da geldi. Sivas iki yıllık mezunuymuş.
Saat 12'de Musab geldi. Emine hanım Bilefeld'e gidecekmiş. 'Almaya gelmesinler, seni giderken biz bırakalım.' dedim.
Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş.
Priştina, 200 bin nufuslu bir şehir. Onüç cami var. İmam-Hatib okulu, İlahiyat Fakültesi dört senedir eğitim hizmeti veriyor.
Gayrimüslimlerin anlattığına karşılık üzerine gitmeliyiz. Teknolojinin ve iletişimin hızlandığı bu zamanda bu fırsatları iyi değerlendirip
İçerdeki bilgisayarlar okulun, orada yer olmadığı için burada duruyor.
Cahiliye dönemi ittifakları, zalim de olsa, mazlum da olsa, saldırgan da olsa, saldırıya uğrayan da olsa
Taklit, 'öteki'ni kalıp yargılarla anlamanın bir biçimidir. Taklit, sömürgeci iktidarın ve bilginin anlaşılması en zor
Bizler bugün bu salonda bir kader buluşmasında biraradayız.
İsrail'in ve dünya siyonizminin desteği ortadayken İslam dünyasının ilgisi sadece toplantılar, tel'inler bazında kalmamalı.
Siyonistlerin göz yumulan bir biçimde bazan Lübnan'a, bazan Gazze'ye saldırısının şaşırtmaca bir amacı vardır...
Berlin'e doğru hızla giden taksinin camına başımı dayamış, engin yeşillikleri seyrederken kendime sorduğum bir soru
Heredot'tan Pliny'e, Aziz Augustine'den Kolomb'a, açıkçası bütün Avrupa'dan bugünkü ABD'ye kadar...
Bugün burada kitaplardan derlenen bilgiler aktarılmayacak.
Bir dizgici anısı dinlemiştim. Daha çok okumak için bir yayınevine giriyor, okuyor, okuyor.
Arazideki ekiplerin hepsini topladık. Gori köyünden dağlara doğru giden yol üzerine, dükkanların alt tarafına üç çadır kuruldu.
Hareket: Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim. Vücutu oynatma, kıpırdatma veya kımıldatma.
Dünyada başka yerlere yerleştirilen milyonlarca mülteci varken Filistinlilerin bunu anlamayıp...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Theodor Herzl, Sultan Abdulhamid Han'ın huzurundadır.
Otelin lobisi aynı zamanda lokanta ve çayhaneydi. Pakistanlı önce tek kişilik odasını tuttu.
Yemek yer misin, Muhammed? - Hayır, ağabey. Zahedan'a ne zaman varırız?....
Tahran'ın Güney Otobüs Terminaline gideceğim. Meydan-ı İmam Humeyni'yi batı yönünden Tophane tarafına koşar adım geçtim.
İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
Yirminci yüzyıl itibariyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke...
Peygamberler hata yapınca uyarılmışlardı. İnsanlar ise emredildikleri ve nehyedildiklerini bilirlerse...
Kararını vermişti, gidecekti. Önce İsmail'in evine gidip taziye ziyareti yapacaktı. Yapabilecek miydi?
Afganistan halkının İslam'a bağlılığı ve İslami endişeleri tartışma kabul etmez bir gerçek.
İslam yaşadığımız zamanda dünyanın en faal gücüdür. Yirminci yy.ın zarları Müslümanlar üzerine atıldı.
Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah...
İHH, Afganistan'da yıllardır faaliyetini sürdürüyor. Bu seneki Kurbanda bir ekip daha ilave edildi
1552, Rus Çarı zalim İvan'ın Kazan Hanlığını yakıp yıktığı tarihtir. Bu günün anısına da Kızıl Meydan'daki St. ...
Bir kenara oturup ekmek yanına birer meyve suyu içtik. Sonra 83 numara geldi.
Yol eski toz ve topraklı yol değil. Yeni yapılmış ve çok güzel asfaltlanmış...
Ha bugün ha yarın derken yine tası tarağı topladım. Dadaş Seyahat niçin bir kalır.
Dr. Rabbaniyle vedalaştık. ‘Yarın akşam buraya gel seni gönderelim. Kabil’in son durumunu mutlaka görmelisin...
24 Mayıs 1995, saat 15:10’da Afganistan Cumhurbaşkanı Prof. Burhaneddin Rabbani ile görüşmeye alındım
Celalabad’a döndük. Emanullah geldi. Marufların Peşaver’de olduğunu ve görüştüğünü söyledi.
Kabil’i seyrediyorum. İşte merkezi şehir önümde uzanıyor. Bütün güzelliğiyle demeli miyim bilmiyorum.
1991 yılında Sovyetler dağılınca bütün bağlı cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Cümbüş’te üç kuvvet vardı: 1- Cihadiler; dışarıyla alakası yok. 2- Pehlivanlar; (milisler) eski Necib’in...
Pazar; Erzurum garajı eski yerine yeniden yapılmış. Selami’yi tekrar aradım. Necmeddin’le geldiler.
Gece saat 03:30’da uyandım. Ezan okunuyordu. Namazı kıldım, uyuyamıyorum.
İstanbul’dan karayoluyla yola çıktığınızda, dört bin üç yüz km. sonra çöllerle kaplı Belucistan’a ulaşırsınız...
İran’ın güneydoğusuna, Afganistan’ın güneybatısına ve Pakistan’ın batısına düşen, 2,5 milyonu İran’da...
Gönlümde bir kıymet dairem var. Bunu açıklamalı mıydım? Evet bunu açıklamalıyım ki, anlatacağım anlamlansın diyorum...
Bırak git meydanları,Vur beni!
Saat 12’de İHH’dan minibüsle havaalanına çıktık. Üsküp’e Yakup Hoca’nın vefatı için taziyeye gideceğiz.
Kampa döndüğümüzde saat iki olmuştu. Halit, ‘Mecir bekliyor, taziyeye geç kalıyormuşuz’.
Taksiciler yapıştı. Hayır dedim. Biri inat etti. Araba gelecek desem de aldırmıyordu.
İkindide camiye gittik. Çıkışta Muallimin müdürlüğünü yaptığı okulu gezdim. Beşyüz öğrencileri varmış.
Hastahanedeki hasta ve yakınlarının hemen tamamı Afganlıydı. İsmail, Hanif’i aramıştı.
Vakit geç oluyordu. Taş pazarına gidecektik. Recep ve Halit acil alışveriş yapıp geri dönecekti...
Geriye 300 battaniye vereceğimiz kalmıştı. Depoya gelen battaniyelerden 180’ini yükleyip götürdük...
Çadırların dikiş yerlerinden su damlamaya başladı. Battaniyenin baş tarafı sırıl sıklam olmuştu...
Sabah namazında hava daha soğuktu. Namazı kılıp yataktaki sıcaklığımızın içine yeniden gömüldük...
Pakistan elektrik kurumu elemanları geldi. Huzeyfe’nin yerleştirdiği ana panodan kampa yeni hat çekmeye başladılar...
Akşam saat 19, İstanbul-Karaçi uçağı için havaalanındayız...
Afganistan’ın işgal gücü, seçimlerde hile olduğunu ısbatladı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu seçimlerde de hile var diye yazmadım.
Hayır, ABD Afganistan’da bir kurnazlık oyunu sergiliyor. Evet, çatışmalar var, kayıplar var...
Alman ve İsrail kabinesi ikinci ortak toplantısını Berlin'de yaptı. Birincisini Kudüs'te yapmıştı...
So wie ich daran glaube, dass der Angriff auf die Twintowers am 11. September 2001...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inandığım gibi...
2006 'nın Kasım ayında Kabil'deydim...
ABD-Ingiliz Orta Şark Kumpanyası bütün dünyayı parmağına taktı oynatıyor...
Çanakkale savaşı, sonradan ortaya çıkan sonucuyla Osmanlı devletinin bittiği savaştır.
İktidardasın Tom Amca. ABD başkanlığın kutlu olsun.
Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Thedor HERZL, Sultan Abdülhamid'in huzurundadır.
1979'un 27 Aralık gecesi SSCB'nin kızıl ordusu, Afganistan'a girmişti. Görkemli, techizatlı, dünyayı korkudan titreten kızılordu ...
Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden her renkten , her dilden , her ırktan Müminlerin aşkla, vecdle...
Bütün kürreyi arzda yaşayan Müslümanları bugün heyecan dalgası sarmış durumda.
GÜRCİSTAN: 69.700 km. kare yüzölçüme, beş milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin...
Yılmaz ÖZTUNA: “Türkiye Gazetesi” nasıl bir gazete? sorusunun cevabını vermek çok zordur...
Ankara kökenli bir kitap “Şu Çılgın Türkler”.
Yedi güzel adamın dalından bir yaprak daha düştü toprağa
Bu yazıyı tasarlarken Pakistan’ın başında dolaşan sosyal ve siyasal desiseleri düşününce PAK-İSTAN hayalini kuran...
19 Temmuzda 23 Güney Koreli Güney Afganistan'da, Taliban tarafından tutuklanmıştı.
Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş.
Kabil’e kar inmemiş fakat soğuk inmiş, yağan yağmurdan her taraf çamur içinde.
16 Aralık 2006’da MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) kuruluşunun yeniden ilan edildiğini gazetelerden okuduk. CHP’li Yüksel Çengel, 46. dönem MTTB Genel Başkanı. Milliyetçi Rasim Cinisli 47. dönem MTTB Genel Başkanı. İsmail Kahraman 48. dönem genel...
Bugün Terörizmin tarifi ABD’nin keyfine ve uzmanlık alanına bırakıldı.
Yeni gün için programimizi yapmistik...
Sabah namazini kildik, yeni gün için bize gösterilen çadirda istirahate çekildik...
AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip...
ABD günden güne kaybeden bir ülke. ABD´ye duyulan nefretin ölcüsü yoktur.
21 Aralk perşembe sabahı haberlerinde; hazar denizinin doğu yakasına düşen bir batı Orta Asya devleti olan Türkmenistan Devlet baskani ya da Türkmenistan Diktatörü S.Murat Türkmenbaşının öldüğü haberini duydum
Bir önceki gece paralı askerlerle çatışmadan dönmüştük. Kaybettiğimiz grubu bulabilmek için yorgunluğun üstüne ...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inan...
Müslümanlarin kendi hayatlarini iyilestirici her türlü isteklerinde elde ettikleri her türlü basarinin karsisina ezici ve yikici bir biçimde dikildigini görüyoruz.
Az tirajlı bir gazetede küçük bir iç sayfa haberine göre Afganistan’ın güneyinde...