Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş. Aslında Mine'nin ne dediğinden öte 12 Eylül 1980'den beri Türkiye'de öteleştirilmesi, başarılarına rağmen İslami kimliklerinden Müslümanca örtü ve tavırlarından dolayı okuma hakları gasbedilen: başörtülü; eğitim alma, kimlik alma, diploma alma, ehliyet alma hakları ellerinden alınan kesimi temsil ediyor.
Türkiye'nin son yirmi yılında hem Müslüman halkın oyunu almada, hem de İslam karşıtlığını vurgulayan kesimde başörtüsü bıkmadan usanmadan hazır malzeme olarak kullanıldı.
Doğu Anadolu'daki kızlar için "Haydi Kızlar Okula" sloganını kullananlar, başörtülü ve başarısı tescillenmiş kızlara, "Haydi Okuldan Dışarıya" ya da argo deyimle "Haydi başka kapıya" dediler. Bunu yapanlarda bu ülkenin aydınları(!), aydın öğretim üyeleri(!), aydın parti yöneticileriydi(!). Aslında bunu yapanlar bu çağa hiç yakışmayan hamaset bezirganı, tiran yanlısı çağdaş fetişistlerdi.
Gözü yaşlı kalbi inançlı bu kızlar kendilerine başka kapılar buldu. Bunlardan, Macaristan'da tıp fakültesini bitirmiş iki genç kız; Hatice ve Dilek idi. Ve ben onlarla Kasım 2005'te deprem sonrası yıkılan Azad Keşmir'in başkenti Muzafferabad'da İHHnın çadır kentinin hastanesinde tanışmıştım.
Ülkelerinde okumaları, ülkenin yüksek öğretim kurumunun sözde Prof.larınca engellenmişti. Ve Allah'ın arzı geniş diyerek Macar ellerine gitmişlerdi. Okullarını İngilizce okuyarak bitiren Hatice ile Dilek Keşmir'e gönüllü doktor olarak gelmiş, yokluk ve zorluklar içinde, örfüne, adetine, coğrafyasına yabancı oldukları bir diyarda aylarca kendileri de hastalanıncaya kadar Türkiyeli doktorlar olarak hizmet vermişlerdi.
Nisan 2006'da İHH'nın Pakistan topraklarında Keşmirli yetimler için açtığı yetimhanenin "Aşiyana" ziyaretine gittiğimde Türkiyeli iki kız vardı Mine ve Fikriye. Üç aydır yetimlerin ablalarıydı onlar. Türkiye'yi temsil ediyorlardı. Fikriye okuduğu okulu başörtüden dolayı terketmişti. -Şu anda 2007 haziran- kendini kabul eden Malezya Üniversitesine gidebilmek için İstanbul'da burs verebilecek kapı arıyor ve aylardır bekliyor. Mine ülkelerinde başörtülü okuyamadığı için ABD'ye gidiyor. 11 Eylülden sonraki psikolojik baskılara dayanamayıp Türkiye'ye geri dönüyor. Sonra da İHH gönüllüsü olarak Pakistan'daki yetimhanelere gidiyor.
Mine, Fikriye, Hatice, Dilek onbinlerin temsilcileri. Hepsi gayretli, hepsi yetenekli, bir ülkeyi karanlığa gömen, bir ülke eğitimini yaşanmaz bataklığa çevirip ülke hazinesinden geçinenlerin başörtülülere yaptıkları bir saltanat değil işgalci tavrıdır. İşgalciler örneklerini verdiğim; üretken, atak, maharetli kızlara bakıp ders alsınlar. Bu ülkeyi daha fazla geri bırakmasınlar. Mine Time'a kapak oldu. Kapak olan;Türkiye'de gözyaşları sel olup akan onbinlerce başörtülü kızdır. Ülkesinin yaşadığı çağdan koparılmasına karşı direnen, tuttuğunu koparan, gayretiyle ülkelerine enerji katmak isteyen kızlardır onlar. Şairin dediği gibi " Çağı kurtarmanın bir eylemidir, Çağdışı görülen ilgimiz bizim" haykırışıdır bu.
Time'da kapak olan Mine ötekileştirilen kovulan, lakin direnen o yiğit ve yılmaz kızların bir temsilcisi. Mine, Dilek, Fikriye ve Hatice bu ülkenin gerçek değer ve enerjisi ve de yüz akı kızlarıdır. Onları mağdur edenler tarih önünde hesap verecekler.
Mine Time'da çıkınca keşfedilmedi. Onlar YÖK'ün ve bu ülke bürokrasisinin çağın gerisine düştüğünün; turnusol kağıtlarıdır.
Naim SÜLEYMANOĞLU "cep herkülü" olarak Time'a kapak olmuştu.
Mine'nin kaldırdığı yük ve verdiği mücadele: "Selam sana küçük dev kız." ve "kızlar" sizler bu ülkenin karanlık kabuğunu kıracak aydınlık geleceğisiniz. Diyorum.
Lal Mescid
Lal mescid: Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki herhangi bir camiden birisi iken birden dünya gündemine giriverdi. Pakistan ordusu mescidi ablukaya aldı. Filimlere konu olacak bir sansasyonla kuşatıldı ve basıldı. Görevi gereği basın olayı öyle bir abarttı ki zannedersiniz Lal Mescid İslamabad'ı işgal etmişmiş.
Mayıs ayındaki Pakistan gezimizde Lal Mescidin önünden geçtik. Hiçbir orjinalliği, farklılığı göze çarpmayan, etrafında da herhangi bir olağanüstülük de yoktu. Beraber olduğumuz star ve bugün gazetelerinden ve aktüel dergisinden muhabirler mescide röportaja gittiler.
Pakistan'daki mağdur kadınların sığındığı ve adı kadınlar mescidine çıkmıştı Lal Mescid'in. Bu kadınlar için güvenlik çemberi oluşturmuş beş-on da erkek vardı. Mescidin imamı Pakistan medreselerinin genel kanaatı gibi Müşerrefi tekfir ediyor ve yaygınlaşan ahlaksızlığı vurgulayarak karşı çıkıyordu.
Cemaati İslami'nin Lİderi Gazi Hüseyin Ahmet görüşmemizde: Lal Mescid, darbeci Pervez Müşerrefin koruduğu ve organize ettirdiği bir yerdir. Diyordu.
Peki ne oldu da Müşerref Lal Mescide operasyon düzenledi?
1996 yılından itibaren Amerika; başta Pakistan olmak üzere bütün islam ülkelerine medreseleri kontrol etmeleri, kolunu kanadını kırarak gerçek kuşa çevirmeleri için baskı altına aldı. Pakistan 'ın eknik ve siyasi yapısından dolayı İslamabad yönetimi medreselerle gerginlik yaşasa da yoğun baskı yapmayı göze alamıyordu.
Lal Mescid,büyük cemaatlerden herhangi biriyle bağlantısı olmayan, kendine has yapısı ve söylemi olan kadınların inzivaya çekildiği adeta sığındığı bir mesciddi. Dışarıda varlığı, görüntüsü ya da etkisi olan bir yer değildi.
Pakistan'daki yaygın iddia da Müşerrefin koruduğu, tolera ettiği bir yerdi. İslamabad gibi sakin bir şehirde kadınların sığınma evi gibi kullandığı bir mescide Pakistan güvenlik güçlerinin yaptığı bu harekatta yüzlerce insan öldü. Müşerref Taliban yada El-Kaide kalesini feth mi etmişti? Hayır.
Müşerref, oynamayı tasarladığı tehlikeli oyunların en kolay yerde ve arkasız bir camide, kadınların mescidine ucuz bir kahramanlık denemesi yaptı. Bu gösteriyle de dünya medyasını kullanarak kamuoyunu lehine çevirdi. Buradan aldığı cesaretle seçim öncesi muhalif cemaatlerin ve medreselerin üzerine gidebilir. Bu hareketiyle de Pakistan mozayiğini bir arada tutan İslam kardeşliğini yıkarsa ülkeyi parçalamak isteyen kurtların önüne atmış olur. Müşerref'in Lal mescid saldırısı aklımıza bir Türk sözü getiriyor. "Eceli gelen Müşerref cami duvarını kirletir."
Tahran’ın Güney Otobüs terminaline gideceğim.
Aradan otuz sene geçmişti; onu unutmamıştım. Kaybolup gitmişti.
Gürcistan: 69 bin 700 km kare yüzölçümüne ve 5 milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin,...
Evet, İran devrimiyle hızlanan bir süreç var.
Sonradan kendisi de bir alçağın en az on kurşununa hedef olan Hayati ÜSTÜN, İstanbul'dan telefon ediyor.
İhtiyar delikanlı: Yaşlanan bedenine karşın, yaşlanmayan gözlerinden yiğitlik kıvılcımları saçan Ferman ağabey
Hep zaafiyet içinde yüzmeyi nasip ediyor.
Gecikiyor dostların kalbine.....
Akşam namazından sonra beş araçla programın yapılacağı Kumanova'nın banliyösündeki Likova'ya doğru yola çıktık.
Makedon hükümeti, batıdaki dağın ucuna 70 metre yüksekliğinde bir haç dikmiş.
Makedonyalı Müslümanlar 2005 yılını bitirirken Osmanlı ulemasının son temsilcisi İdris İdrisi Hoca Efendiyi kaybetti.
Reyyan'la beraber otobüsle Recklinghausen'e gittik. Oradan 11'de ICE'ye bindik.
Akşam Ahmet gelip aldı. Sonra eşi, oğlu Musab ve kızı Halenur'u da alıp Bochum'a gittik.
Akşam Ahmet gelip aldı, ailece ona başsağlığına gittik. Yan komşu Karslı inşaatçı da geldi. Sivas iki yıllık mezunuymuş.
Saat 12'de Musab geldi. Emine hanım Bilefeld'e gidecekmiş. 'Almaya gelmesinler, seni giderken biz bırakalım.' dedim.
Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş.
Priştina, 200 bin nufuslu bir şehir. Onüç cami var. İmam-Hatib okulu, İlahiyat Fakültesi dört senedir eğitim hizmeti veriyor.
Gayrimüslimlerin anlattığına karşılık üzerine gitmeliyiz. Teknolojinin ve iletişimin hızlandığı bu zamanda bu fırsatları iyi değerlendirip
İçerdeki bilgisayarlar okulun, orada yer olmadığı için burada duruyor.
Cahiliye dönemi ittifakları, zalim de olsa, mazlum da olsa, saldırgan da olsa, saldırıya uğrayan da olsa
Taklit, 'öteki'ni kalıp yargılarla anlamanın bir biçimidir. Taklit, sömürgeci iktidarın ve bilginin anlaşılması en zor
Bizler bugün bu salonda bir kader buluşmasında biraradayız.
İsrail'in ve dünya siyonizminin desteği ortadayken İslam dünyasının ilgisi sadece toplantılar, tel'inler bazında kalmamalı.
Siyonistlerin göz yumulan bir biçimde bazan Lübnan'a, bazan Gazze'ye saldırısının şaşırtmaca bir amacı vardır...
Berlin'e doğru hızla giden taksinin camına başımı dayamış, engin yeşillikleri seyrederken kendime sorduğum bir soru
Heredot'tan Pliny'e, Aziz Augustine'den Kolomb'a, açıkçası bütün Avrupa'dan bugünkü ABD'ye kadar...
Bugün burada kitaplardan derlenen bilgiler aktarılmayacak.
Bir dizgici anısı dinlemiştim. Daha çok okumak için bir yayınevine giriyor, okuyor, okuyor.
Arazideki ekiplerin hepsini topladık. Gori köyünden dağlara doğru giden yol üzerine, dükkanların alt tarafına üç çadır kuruldu.
Hareket: Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim. Vücutu oynatma, kıpırdatma veya kımıldatma.
Dünyada başka yerlere yerleştirilen milyonlarca mülteci varken Filistinlilerin bunu anlamayıp...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Theodor Herzl, Sultan Abdulhamid Han'ın huzurundadır.
Otelin lobisi aynı zamanda lokanta ve çayhaneydi. Pakistanlı önce tek kişilik odasını tuttu.
Yemek yer misin, Muhammed? - Hayır, ağabey. Zahedan'a ne zaman varırız?....
Tahran'ın Güney Otobüs Terminaline gideceğim. Meydan-ı İmam Humeyni'yi batı yönünden Tophane tarafına koşar adım geçtim.
İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
Yirminci yüzyıl itibariyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke...
Peygamberler hata yapınca uyarılmışlardı. İnsanlar ise emredildikleri ve nehyedildiklerini bilirlerse...
Kararını vermişti, gidecekti. Önce İsmail'in evine gidip taziye ziyareti yapacaktı. Yapabilecek miydi?
Afganistan halkının İslam'a bağlılığı ve İslami endişeleri tartışma kabul etmez bir gerçek.
İslam yaşadığımız zamanda dünyanın en faal gücüdür. Yirminci yy.ın zarları Müslümanlar üzerine atıldı.
Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah...
İHH, Afganistan'da yıllardır faaliyetini sürdürüyor. Bu seneki Kurbanda bir ekip daha ilave edildi
1552, Rus Çarı zalim İvan'ın Kazan Hanlığını yakıp yıktığı tarihtir. Bu günün anısına da Kızıl Meydan'daki St. ...
Bir kenara oturup ekmek yanına birer meyve suyu içtik. Sonra 83 numara geldi.
Yol eski toz ve topraklı yol değil. Yeni yapılmış ve çok güzel asfaltlanmış...
Ha bugün ha yarın derken yine tası tarağı topladım. Dadaş Seyahat niçin bir kalır.
Dr. Rabbaniyle vedalaştık. ‘Yarın akşam buraya gel seni gönderelim. Kabil’in son durumunu mutlaka görmelisin...
24 Mayıs 1995, saat 15:10’da Afganistan Cumhurbaşkanı Prof. Burhaneddin Rabbani ile görüşmeye alındım
Celalabad’a döndük. Emanullah geldi. Marufların Peşaver’de olduğunu ve görüştüğünü söyledi.
Kabil’i seyrediyorum. İşte merkezi şehir önümde uzanıyor. Bütün güzelliğiyle demeli miyim bilmiyorum.
1991 yılında Sovyetler dağılınca bütün bağlı cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Cümbüş’te üç kuvvet vardı: 1- Cihadiler; dışarıyla alakası yok. 2- Pehlivanlar; (milisler) eski Necib’in...
Pazar; Erzurum garajı eski yerine yeniden yapılmış. Selami’yi tekrar aradım. Necmeddin’le geldiler.
Gece saat 03:30’da uyandım. Ezan okunuyordu. Namazı kıldım, uyuyamıyorum.
İstanbul’dan karayoluyla yola çıktığınızda, dört bin üç yüz km. sonra çöllerle kaplı Belucistan’a ulaşırsınız...
İran’ın güneydoğusuna, Afganistan’ın güneybatısına ve Pakistan’ın batısına düşen, 2,5 milyonu İran’da...
Gönlümde bir kıymet dairem var. Bunu açıklamalı mıydım? Evet bunu açıklamalıyım ki, anlatacağım anlamlansın diyorum...
Bırak git meydanları,Vur beni!
Saat 12’de İHH’dan minibüsle havaalanına çıktık. Üsküp’e Yakup Hoca’nın vefatı için taziyeye gideceğiz.
Kampa döndüğümüzde saat iki olmuştu. Halit, ‘Mecir bekliyor, taziyeye geç kalıyormuşuz’.
Taksiciler yapıştı. Hayır dedim. Biri inat etti. Araba gelecek desem de aldırmıyordu.
İkindide camiye gittik. Çıkışta Muallimin müdürlüğünü yaptığı okulu gezdim. Beşyüz öğrencileri varmış.
Hastahanedeki hasta ve yakınlarının hemen tamamı Afganlıydı. İsmail, Hanif’i aramıştı.
Vakit geç oluyordu. Taş pazarına gidecektik. Recep ve Halit acil alışveriş yapıp geri dönecekti...
Geriye 300 battaniye vereceğimiz kalmıştı. Depoya gelen battaniyelerden 180’ini yükleyip götürdük...
Çadırların dikiş yerlerinden su damlamaya başladı. Battaniyenin baş tarafı sırıl sıklam olmuştu...
Sabah namazında hava daha soğuktu. Namazı kılıp yataktaki sıcaklığımızın içine yeniden gömüldük...
Pakistan elektrik kurumu elemanları geldi. Huzeyfe’nin yerleştirdiği ana panodan kampa yeni hat çekmeye başladılar...
Akşam saat 19, İstanbul-Karaçi uçağı için havaalanındayız...
Afganistan’ın işgal gücü, seçimlerde hile olduğunu ısbatladı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu seçimlerde de hile var diye yazmadım.
Hayır, ABD Afganistan’da bir kurnazlık oyunu sergiliyor. Evet, çatışmalar var, kayıplar var...
Alman ve İsrail kabinesi ikinci ortak toplantısını Berlin'de yaptı. Birincisini Kudüs'te yapmıştı...
So wie ich daran glaube, dass der Angriff auf die Twintowers am 11. September 2001...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inandığım gibi...
2006 'nın Kasım ayında Kabil'deydim...
ABD-Ingiliz Orta Şark Kumpanyası bütün dünyayı parmağına taktı oynatıyor...
Çanakkale savaşı, sonradan ortaya çıkan sonucuyla Osmanlı devletinin bittiği savaştır.
İktidardasın Tom Amca. ABD başkanlığın kutlu olsun.
Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Thedor HERZL, Sultan Abdülhamid'in huzurundadır.
1979'un 27 Aralık gecesi SSCB'nin kızıl ordusu, Afganistan'a girmişti. Görkemli, techizatlı, dünyayı korkudan titreten kızılordu ...
Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden her renkten , her dilden , her ırktan Müminlerin aşkla, vecdle...
Bütün kürreyi arzda yaşayan Müslümanları bugün heyecan dalgası sarmış durumda.
GÜRCİSTAN: 69.700 km. kare yüzölçüme, beş milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin...
Yılmaz ÖZTUNA: “Türkiye Gazetesi” nasıl bir gazete? sorusunun cevabını vermek çok zordur...
Ankara kökenli bir kitap “Şu Çılgın Türkler”.
Yedi güzel adamın dalından bir yaprak daha düştü toprağa
Bu yazıyı tasarlarken Pakistan’ın başında dolaşan sosyal ve siyasal desiseleri düşününce PAK-İSTAN hayalini kuran...
19 Temmuzda 23 Güney Koreli Güney Afganistan'da, Taliban tarafından tutuklanmıştı.
Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş.
Kabil’e kar inmemiş fakat soğuk inmiş, yağan yağmurdan her taraf çamur içinde.
16 Aralık 2006’da MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) kuruluşunun yeniden ilan edildiğini gazetelerden okuduk. CHP’li Yüksel Çengel, 46. dönem MTTB Genel Başkanı. Milliyetçi Rasim Cinisli 47. dönem MTTB Genel Başkanı. İsmail Kahraman 48. dönem genel...
Bugün Terörizmin tarifi ABD’nin keyfine ve uzmanlık alanına bırakıldı.
Yeni gün için programimizi yapmistik...
Sabah namazini kildik, yeni gün için bize gösterilen çadirda istirahate çekildik...
AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip...
ABD günden güne kaybeden bir ülke. ABD´ye duyulan nefretin ölcüsü yoktur.
21 Aralk perşembe sabahı haberlerinde; hazar denizinin doğu yakasına düşen bir batı Orta Asya devleti olan Türkmenistan Devlet baskani ya da Türkmenistan Diktatörü S.Murat Türkmenbaşının öldüğü haberini duydum
Bir önceki gece paralı askerlerle çatışmadan dönmüştük. Kaybettiğimiz grubu bulabilmek için yorgunluğun üstüne ...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inan...
Müslümanlarin kendi hayatlarini iyilestirici her türlü isteklerinde elde ettikleri her türlü basarinin karsisina ezici ve yikici bir biçimde dikildigini görüyoruz.
Az tirajlı bir gazetede küçük bir iç sayfa haberine göre Afganistan’ın güneyinde...