Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah için, sadece Allah için veren ve şehidler olarak adlandırılan kardeşlerimizi anmak için, geride kalanlar olarak önden gidenleri yad vesilesiyle biraradayız.
Fakat bu bir arada olmamız, onlardan kimileri sözünde durdu, kimileri de sırasını bekliyorun karşılığı.
CİHAD, İslam'ın hiç solmayan bir gülü, bir gücü. Kur'an ayetleriyle, Hz. Peygamberin hadisleriyle teşvik edilen, müjdelenen, dünyada karşılığı hızla alınan, ahiret hayatınıysa kurtaran, bir onurlu yol, mekteb Cihad.
Cihadın bir de meyvesi var, o meyve ki, yemek herkese nasip olmuyor. Şehadet, şehid olmak. Bu meyveyi tadamadığı için boynu bükük kalanlara tek örnek yeter; Halid bin Velid.
Cihaddan sonradır İslam'ın yükselişi.
Cihaddan sonradır Müslümanların tarihin unutulmazları arasına girişi, devleti, medeniyeti, imareti. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) bir Gazadan dönerken, 'Küçük Cihaddan büyük Cihada dönüyorsunuz uyarısı, kurulacak, imar edilecek, adalet dağıtılacak dünyayı kurmak, kurabilmek içindir.
CİHAD: İslami kurumlar içinde en hızlı inkişaf eden, Müslümanların dilinden düşmeyen, ihtiyaç duyulduğunda müracaat edilen, çok şey elde edilen ve sonra da adeta terkedilen bir kurum.
İslam Tarihi boyunca Müslümanlar topyekün Cihada mecbur kaldıklarında ender de olsa başvurdular.
Bunun en bilinenlerinden birisi Haçlılara karşı Selahaddin Eyyubi'nin başlattığı ve sonuç aldığı Cihaddır.
İkincisi Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşındaki Cihad ilanıdır.
Fakat düzensiz Cihad dönemi Nijerya'dan Açe'ye kadar, birbirleriyle bağlantılı olmasa da bütün 19. yy. boyunca devam eden Cihad hareketleri, İslam Tarihinin gördüğü en kapsamlı ve Cihadın en çok yaşandığı, işgalci batının gücünden korkmadan açılan Cihadlardır.
Kuzey Afrika başta bütün Afrika'yı, Kafkasları, Orta Asya'yı, Hindistan'ı, Açe'yi savunan ve medreselere, ehli tasavvufa, ümmi Müslümana enerji katan bir çıkıştır bu.
Ondokuzuncu yüzyılda, 1800'lü yıllarda batıda ortaya çıkan sanayi kapitalizminin bir sonucu olarak ortaya çıkan hammadde ve tarım ürünü ihtiyacı ve mamul pazarı için karalara yöneldiler. Kuzey Afrika, İç Afrika, Uzak ve Yakın Asya, Orta Asya istilasına başladılar. Bunun kuralı, ahlakı yoktu.
Avrupa yayılmacılığının daha başında Müslümanlar bu duruma şiddetle karşı durdular.
Peki de, nasıl oldu bu iş?
Toplum tarlasındaydı, yolda sürülerinin peşinde, dağda ya da çöldeydi. Gelen sömürgecilere direnebilecek güçlü devletler de yoktu. Bir medrese hocası, bir tarikat şeyhi, bir ilim havzası toplumu harekete geçirmek için Cihad ayetlerine, hadislerine Hz. Peygamber'in savaşlarına yeni anlatım heyecanı yükledi. Cezayir'de, Nijer'de, Sudan'da, Bengal'de, Swat'ta, Kafkaslarda. Bütün Orta Asya'da birbirleriyle hiç irtibatı olmayan, fakat tek bir kaynaktan beslendiği için ortak karaktere sahip hareketler başladı. Cihad bayrağı açıldı.
Bir fakih, müfessir, kelamcı ya da kurra yetiştirmek için yıllarca uğraşan alimler, Cihad yolcusu Mücahidi yetiştirmek için gür bir sada ile gönül pınarlarından süzülüp gelen bir anlatımla binleri, onbinleri sömürgeci ve misyonerlerinin karşısına dikiyordu.
Ondokuzuncu yüzyıl, İslam Tarihinin yeni Cihadi dalga dönemiydi. Belki de hiçbir dönemde Cihadın sesi, soluğu bu kadar gür çıkmamıştı. Müslümanlar batı teknolojisi ve devşirdikleri yerli işbirlikçileriyle her yerde kırıldılar ve işgal edildiler.
Bu yeni şartlar altında pek çok Müslüman düşünür, Cihad öğretisini yeniden yorumlamaya başladı.
Şurası bir gerçek ki, Cihadın yeniden ele alınması, yorumlanması, çokça çalışmayı gerektiren bir alan, hem de pratiği hala zindeyken çalışmacılar için ortam da hazır. Açıkcası Cihad mektebinin yeni çalışmalarının ilk ele alanı rahmetli Abdullah Azzam. Fakat alan boş olarak duruyor.
Müslümanların bu dinamik gücü batılı sömürgecileri her yönüyle rahatsız ettiği için, batılılar Müslümanları gerici, fanatik, kavgacı tipler olarak gösterme gayretine girdi. Onların bağlıları da aynı argümanla saldırdı.
MÜCAHİDLER VE ŞEHİDLER
Gönüllü Cihad erlerini anlamlandırmak, tarif etmek için, 'Size ne oluyor ki, zulme uğramış erkek, kadın ve çocuklar hep birden 'Ey Rabbimiz, bizi bu günahkar topluluğun şehrinden kurtar ve bize yüce katından bir hami, bir yardımcı tayin et!' dediklerinde, Allah yolunda savaşmıyorsunuz'. (Nisa Suresi 75. ayet)
Bunu okuyan bir genç Müslümanı, savaşın olduğu, Afganistan'da, Bosna'da, Çeçenya'da, Keşmir'de görürsünüz.
Gençler yaşları uygun, tecrübeleri az. Bunu kendileri denemeyle, yanılmayla, acıyla öğrenecekler. Gazi olacaklar, şehid olacaklar. Ketum olacaklar, anlatmayacaklar. Halbuki onların, Cihadın yeniden yazılması için anlatmaları, değerlendirmeleri gerekiyor. Türk Mücahidlerin en büyük dezavantajı arkasız olmaları.
Tahran’ın Güney Otobüs terminaline gideceğim.
Aradan otuz sene geçmişti; onu unutmamıştım. Kaybolup gitmişti.
Gürcistan: 69 bin 700 km kare yüzölçümüne ve 5 milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin,...
Evet, İran devrimiyle hızlanan bir süreç var.
Sonradan kendisi de bir alçağın en az on kurşununa hedef olan Hayati ÜSTÜN, İstanbul'dan telefon ediyor.
İhtiyar delikanlı: Yaşlanan bedenine karşın, yaşlanmayan gözlerinden yiğitlik kıvılcımları saçan Ferman ağabey
Hep zaafiyet içinde yüzmeyi nasip ediyor.
Gecikiyor dostların kalbine.....
Akşam namazından sonra beş araçla programın yapılacağı Kumanova'nın banliyösündeki Likova'ya doğru yola çıktık.
Makedon hükümeti, batıdaki dağın ucuna 70 metre yüksekliğinde bir haç dikmiş.
Makedonyalı Müslümanlar 2005 yılını bitirirken Osmanlı ulemasının son temsilcisi İdris İdrisi Hoca Efendiyi kaybetti.
Reyyan'la beraber otobüsle Recklinghausen'e gittik. Oradan 11'de ICE'ye bindik.
Akşam Ahmet gelip aldı. Sonra eşi, oğlu Musab ve kızı Halenur'u da alıp Bochum'a gittik.
Akşam Ahmet gelip aldı, ailece ona başsağlığına gittik. Yan komşu Karslı inşaatçı da geldi. Sivas iki yıllık mezunuymuş.
Saat 12'de Musab geldi. Emine hanım Bilefeld'e gidecekmiş. 'Almaya gelmesinler, seni giderken biz bırakalım.' dedim.
Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş.
Priştina, 200 bin nufuslu bir şehir. Onüç cami var. İmam-Hatib okulu, İlahiyat Fakültesi dört senedir eğitim hizmeti veriyor.
Gayrimüslimlerin anlattığına karşılık üzerine gitmeliyiz. Teknolojinin ve iletişimin hızlandığı bu zamanda bu fırsatları iyi değerlendirip
İçerdeki bilgisayarlar okulun, orada yer olmadığı için burada duruyor.
Cahiliye dönemi ittifakları, zalim de olsa, mazlum da olsa, saldırgan da olsa, saldırıya uğrayan da olsa
Taklit, 'öteki'ni kalıp yargılarla anlamanın bir biçimidir. Taklit, sömürgeci iktidarın ve bilginin anlaşılması en zor
Bizler bugün bu salonda bir kader buluşmasında biraradayız.
İsrail'in ve dünya siyonizminin desteği ortadayken İslam dünyasının ilgisi sadece toplantılar, tel'inler bazında kalmamalı.
Siyonistlerin göz yumulan bir biçimde bazan Lübnan'a, bazan Gazze'ye saldırısının şaşırtmaca bir amacı vardır...
Berlin'e doğru hızla giden taksinin camına başımı dayamış, engin yeşillikleri seyrederken kendime sorduğum bir soru
Heredot'tan Pliny'e, Aziz Augustine'den Kolomb'a, açıkçası bütün Avrupa'dan bugünkü ABD'ye kadar...
Bugün burada kitaplardan derlenen bilgiler aktarılmayacak.
Bir dizgici anısı dinlemiştim. Daha çok okumak için bir yayınevine giriyor, okuyor, okuyor.
Arazideki ekiplerin hepsini topladık. Gori köyünden dağlara doğru giden yol üzerine, dükkanların alt tarafına üç çadır kuruldu.
Hareket: Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim. Vücutu oynatma, kıpırdatma veya kımıldatma.
Dünyada başka yerlere yerleştirilen milyonlarca mülteci varken Filistinlilerin bunu anlamayıp...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Theodor Herzl, Sultan Abdulhamid Han'ın huzurundadır.
Otelin lobisi aynı zamanda lokanta ve çayhaneydi. Pakistanlı önce tek kişilik odasını tuttu.
Yemek yer misin, Muhammed? - Hayır, ağabey. Zahedan'a ne zaman varırız?....
Tahran'ın Güney Otobüs Terminaline gideceğim. Meydan-ı İmam Humeyni'yi batı yönünden Tophane tarafına koşar adım geçtim.
İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
Yirminci yüzyıl itibariyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke...
Peygamberler hata yapınca uyarılmışlardı. İnsanlar ise emredildikleri ve nehyedildiklerini bilirlerse...
Kararını vermişti, gidecekti. Önce İsmail'in evine gidip taziye ziyareti yapacaktı. Yapabilecek miydi?
Afganistan halkının İslam'a bağlılığı ve İslami endişeleri tartışma kabul etmez bir gerçek.
İslam yaşadığımız zamanda dünyanın en faal gücüdür. Yirminci yy.ın zarları Müslümanlar üzerine atıldı.
Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah...
İHH, Afganistan'da yıllardır faaliyetini sürdürüyor. Bu seneki Kurbanda bir ekip daha ilave edildi
1552, Rus Çarı zalim İvan'ın Kazan Hanlığını yakıp yıktığı tarihtir. Bu günün anısına da Kızıl Meydan'daki St. ...
Bir kenara oturup ekmek yanına birer meyve suyu içtik. Sonra 83 numara geldi.
Yol eski toz ve topraklı yol değil. Yeni yapılmış ve çok güzel asfaltlanmış...
Ha bugün ha yarın derken yine tası tarağı topladım. Dadaş Seyahat niçin bir kalır.
Dr. Rabbaniyle vedalaştık. ‘Yarın akşam buraya gel seni gönderelim. Kabil’in son durumunu mutlaka görmelisin...
24 Mayıs 1995, saat 15:10’da Afganistan Cumhurbaşkanı Prof. Burhaneddin Rabbani ile görüşmeye alındım
Celalabad’a döndük. Emanullah geldi. Marufların Peşaver’de olduğunu ve görüştüğünü söyledi.
Kabil’i seyrediyorum. İşte merkezi şehir önümde uzanıyor. Bütün güzelliğiyle demeli miyim bilmiyorum.
1991 yılında Sovyetler dağılınca bütün bağlı cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Cümbüş’te üç kuvvet vardı: 1- Cihadiler; dışarıyla alakası yok. 2- Pehlivanlar; (milisler) eski Necib’in...
Pazar; Erzurum garajı eski yerine yeniden yapılmış. Selami’yi tekrar aradım. Necmeddin’le geldiler.
Gece saat 03:30’da uyandım. Ezan okunuyordu. Namazı kıldım, uyuyamıyorum.
İstanbul’dan karayoluyla yola çıktığınızda, dört bin üç yüz km. sonra çöllerle kaplı Belucistan’a ulaşırsınız...
İran’ın güneydoğusuna, Afganistan’ın güneybatısına ve Pakistan’ın batısına düşen, 2,5 milyonu İran’da...
Gönlümde bir kıymet dairem var. Bunu açıklamalı mıydım? Evet bunu açıklamalıyım ki, anlatacağım anlamlansın diyorum...
Bırak git meydanları,Vur beni!
Saat 12’de İHH’dan minibüsle havaalanına çıktık. Üsküp’e Yakup Hoca’nın vefatı için taziyeye gideceğiz.
Kampa döndüğümüzde saat iki olmuştu. Halit, ‘Mecir bekliyor, taziyeye geç kalıyormuşuz’.
Taksiciler yapıştı. Hayır dedim. Biri inat etti. Araba gelecek desem de aldırmıyordu.
İkindide camiye gittik. Çıkışta Muallimin müdürlüğünü yaptığı okulu gezdim. Beşyüz öğrencileri varmış.
Hastahanedeki hasta ve yakınlarının hemen tamamı Afganlıydı. İsmail, Hanif’i aramıştı.
Vakit geç oluyordu. Taş pazarına gidecektik. Recep ve Halit acil alışveriş yapıp geri dönecekti...
Geriye 300 battaniye vereceğimiz kalmıştı. Depoya gelen battaniyelerden 180’ini yükleyip götürdük...
Çadırların dikiş yerlerinden su damlamaya başladı. Battaniyenin baş tarafı sırıl sıklam olmuştu...
Sabah namazında hava daha soğuktu. Namazı kılıp yataktaki sıcaklığımızın içine yeniden gömüldük...
Pakistan elektrik kurumu elemanları geldi. Huzeyfe’nin yerleştirdiği ana panodan kampa yeni hat çekmeye başladılar...
Akşam saat 19, İstanbul-Karaçi uçağı için havaalanındayız...
Afganistan’ın işgal gücü, seçimlerde hile olduğunu ısbatladı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu seçimlerde de hile var diye yazmadım.
Hayır, ABD Afganistan’da bir kurnazlık oyunu sergiliyor. Evet, çatışmalar var, kayıplar var...
Alman ve İsrail kabinesi ikinci ortak toplantısını Berlin'de yaptı. Birincisini Kudüs'te yapmıştı...
So wie ich daran glaube, dass der Angriff auf die Twintowers am 11. September 2001...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inandığım gibi...
2006 'nın Kasım ayında Kabil'deydim...
ABD-Ingiliz Orta Şark Kumpanyası bütün dünyayı parmağına taktı oynatıyor...
Çanakkale savaşı, sonradan ortaya çıkan sonucuyla Osmanlı devletinin bittiği savaştır.
İktidardasın Tom Amca. ABD başkanlığın kutlu olsun.
Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Thedor HERZL, Sultan Abdülhamid'in huzurundadır.
1979'un 27 Aralık gecesi SSCB'nin kızıl ordusu, Afganistan'a girmişti. Görkemli, techizatlı, dünyayı korkudan titreten kızılordu ...
Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden her renkten , her dilden , her ırktan Müminlerin aşkla, vecdle...
Bütün kürreyi arzda yaşayan Müslümanları bugün heyecan dalgası sarmış durumda.
GÜRCİSTAN: 69.700 km. kare yüzölçüme, beş milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin...
Yılmaz ÖZTUNA: “Türkiye Gazetesi” nasıl bir gazete? sorusunun cevabını vermek çok zordur...
Ankara kökenli bir kitap “Şu Çılgın Türkler”.
Yedi güzel adamın dalından bir yaprak daha düştü toprağa
Bu yazıyı tasarlarken Pakistan’ın başında dolaşan sosyal ve siyasal desiseleri düşününce PAK-İSTAN hayalini kuran...
19 Temmuzda 23 Güney Koreli Güney Afganistan'da, Taliban tarafından tutuklanmıştı.
Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş.
Kabil’e kar inmemiş fakat soğuk inmiş, yağan yağmurdan her taraf çamur içinde.
16 Aralık 2006’da MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) kuruluşunun yeniden ilan edildiğini gazetelerden okuduk. CHP’li Yüksel Çengel, 46. dönem MTTB Genel Başkanı. Milliyetçi Rasim Cinisli 47. dönem MTTB Genel Başkanı. İsmail Kahraman 48. dönem genel...
Bugün Terörizmin tarifi ABD’nin keyfine ve uzmanlık alanına bırakıldı.
Yeni gün için programimizi yapmistik...
Sabah namazini kildik, yeni gün için bize gösterilen çadirda istirahate çekildik...
AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip...
ABD günden güne kaybeden bir ülke. ABD´ye duyulan nefretin ölcüsü yoktur.
21 Aralk perşembe sabahı haberlerinde; hazar denizinin doğu yakasına düşen bir batı Orta Asya devleti olan Türkmenistan Devlet baskani ya da Türkmenistan Diktatörü S.Murat Türkmenbaşının öldüğü haberini duydum
Bir önceki gece paralı askerlerle çatışmadan dönmüştük. Kaybettiğimiz grubu bulabilmek için yorgunluğun üstüne ...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inan...
Müslümanlarin kendi hayatlarini iyilestirici her türlü isteklerinde elde ettikleri her türlü basarinin karsisina ezici ve yikici bir biçimde dikildigini görüyoruz.
Az tirajlı bir gazetede küçük bir iç sayfa haberine göre Afganistan’ın güneyinde...