AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip Keşmir’in kuzey doğusunda Çin, kuzey batısında Afganistan güneyinde Hindistan ve Pakistan bulunmaktadır. Üç yüz metreden 8700 m ye yükselen bir bölgedir. Karakum ve büyük Himalayalar sınırları içerisindedir. Kuzeyden güneye 640 km doğudan batıya 480 km uzunluklara sahiptir. Azad Keşmir 78.114 km2 Çin işgalinde 37,555 km2 yine Pakistan tarafından Çine bırakılan 5,180 km2 Pakistanın yüz seneliğine devr aldığı Gılgıt bölgesinin dışında kalan yerler Makbuza Keşmir ve Jammu bölgeleri Hindistan işgali altındadır. 1991 deki tahmini rakamlara göre 7,718 milyon nüfusa sahiptir. Hindistanın iddasına göre kendi bölgesindeki Müslüman nüfus % 68 i oluşturmaktadır. Azad Keşmirin tamamı Müslümandır.
Yeryüzü cenneti denir Keşmire. “ Herkese vatanı Keşmir.” Orta Asya da atasözü olmuştur.
Muhteşem manzarası derin vadilerden göğe doğru kollarını açmış yakaran insanı andıran dağları her vadiden ayrı ayrı akıp gelen kıvrımlı nehirleri, çağlayan dereleri ve gölleri Keşmir vadilerinin güzelliklerini tamamlar.
İslam coğrafyasının 58 yıldır kanayan yarasıdır Keşmir. Hindu-Sih zulmü altındaki bu nadide coğrafyanın Makbuza Keşmir ve Jammu bölgelerinin Müslümanlarının çığlıklarına, vatandan sürülmelerine ve sayılarının günbegün azaltılmasına bütün dünya gibi Müslüman coğrafya da sağır ve dilsizdir.
Mayıs 1995 tarihinde Tacikistana ulaştırılmak için Almanya ve Viyanadan gönderilen Kurban parasını Himmetzade´ye vermek için Peşaver’dey dim.Cemaati İslami Pakistanın Makbuza Keşmirdeki olayları protesto için düzenlediği yürüyüşe tevafuken katılmak ne büyük bir bahtiyarlıktı. Afgan Surcikal Hospitalin 1980 li yıllarda idarecisi olan Firdevs Han Beyle grubun en önündeydik.
Kurban bayramının 4.cü günü tuttuğum bir taksi ile Azad Keşmirin başşehri Muzaffarabat yolundaydım. Peşaver Tıp Fak. Öğrencisi Ahmet Yüksel Urduca ve İngilizce tercümanım ve yol arkadaşımdı. Pakistan’ın mesire yeri, kayak merkezi ve zenginlerin yazlıklarının bulunduğu Meri’ye bindiğimiz araç döne döne tırmandı. Meri’den Keşmir vadilerini dağların zirvelerini görüp Keşmir havasını almaya çalışıyorsunuz. Bu da yetmezse Keşmir noktası denilen yerlere konulan dürbünlerle Keşmir manzarası seyrediyorsunuz. “Kimi de hasreti ya da merakı böyle ikame ediyor.”
Bindiğimiz aracın şoförü keskin virajlı yolları süratle iniyor, yavaş dememiz onu hiç etkilemiyor. Fakat bir yerde “dur kusacağız “diyoruz, duruyor. Yol kenarlarında demir kafesler içinde tavuklar ve üst üste yığılı yumurta kolileri var.
Bir vadinin içine kurulmuş olan Muzafferabad’a indik. Kuzey vadisinden gelen Neulum ve doğu vadisinden gelen Ceulum nehirleri Muzafferabatın içinde birleşip Gilgit ve Afganistan tarafından gelen nehirlerle karışarak İndus olmak için yoluna devam ediyor.
Cemati İslami Keşmir’e gittik. Doktor Abdurreşit Turabinin misafiriyiz. Odasının duvarlarında İHH nın bayrakları var. Kurban bayramının birinci günü kurban kesmek için buradalarmış. Bizim yardım kuruluşumuz, genç bir kuruluş, genç elemanlar bizim köprümüz olarak bu zirve noktaya ulaşmışlar. Sevindim.
Hindu zülmunden kaçan Makbuza Keşmirliler Azad Keşmir’in yazını kışını çadırlarda geçiriyorlar. Muhacir kampını ziyaret ediyoruz. Onlar için kurulan derme çatma hastaneleri ve okulları dolaşıyoruz. Almanya ve Viyanadan gönderilen yardımları yerine veriyorum.
Muzafferabad’ın neredeyse tek ana caddesinde KPP (Keşmir Halk Partisi )’nin organize ettiği Hindistan aleyhine yapılan bir yürüyüş var. Kortejin önüne geçiyorum. Bir otobüsün üstüne çıkıp resimleyerek onları arşivime katıyorum.
Ekim 2005 : Pakistanda deprem oldu.
Pakistan cümlesine itiraz ediyorum: Çünkü deprem Keşmir´de oldu. Aynı paralele düşen Pakistanın çok az bir kısmı etkilendi. İslamabadda ise çok katlı bir bina bir iki ilave ile yıkıldı. Peki Keşmir dense ne olurdu? İlk defa duyan insanlar ve ilk defa Keşmir’i duyan Müslümanlar olacaktı. Keşmir’in 58 yıldır kanayan yarasından ve zor coğrafyasından haberdar olacaklardı.
Türkiye 1999 da büyük bir deprem yaşamıştı. Hayırda hasenat da, yardım etmede Allah için gayrette Müslümanlar birbirleriyle dayanışmışlardı. Başkaları ise zaten Başbakan Ecevit gibi bölgeye intikal için durulma beklemişlerdi.
İHH ramazan ayı başında kumanya dağıtmak için Keşmir deydi. Depremin sarsıntısı bitip tozlar dağılmaya başladığında depremzedeler Türkiyenin bu genç Müslümanlarını, kardeşlerini; şefkat meleği, Hızır temsilcisi gibi karşılarında bulmuşlardı.
Almanya´dan Ömer Gencelioğlu arıyor. “ Yardım topladık, beraber gidelim yardımları ulaştıralım” Keşmirin zorluğunun yanında kışın çökecek olması ürkütüyor. “Masraf yapmayalım İHH Türkiye´ye yatır, arkadaşlar orada” o üsteliyor “Gidelim, ucundan tutacak bir işte buluruz” oncesi fuluğda olsa böyle yolculukların akla gelmez çok hayırlı sonuçlar verdiğini bittecrübe bilirim.
9 Kasım akşamı bir aylık bir uçak bileti ile Ömer , ben ve İHH nın üçü doktor gönüllüleri ile beraber oluşturduğumuz on kişilik bir ekiple İstanbul ‘dan Karaçi ye havalanıyoruz. Gece saat 03 ‘ te Karaçi’de yiz. Her birimizin arabası tepeleme ilaç dolu.
11 Kasım sabah saat 04 ‘te Dr. Adnan, Ömer le beraber üç kişi olarak Muzafferabad taki İHH çadır kentine ulaştık. Klinikteki son türk doktoru Dr. Adnan’a 10 dakikalık brifingle; mevcut durum, sorunlar, acil hastalar için yapılacaklar hakkında bilgi verip bayrağı devretti. Klinikte İstanbuldan iki hanım doktor da varmış.
Sabah namazını kıldık, yeni gün için bize gösterilen çadırda istirahate çekildik...
Tahran’ın Güney Otobüs terminaline gideceğim.
Aradan otuz sene geçmişti; onu unutmamıştım. Kaybolup gitmişti.
Gürcistan: 69 bin 700 km kare yüzölçümüne ve 5 milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin,...
Evet, İran devrimiyle hızlanan bir süreç var.
Sonradan kendisi de bir alçağın en az on kurşununa hedef olan Hayati ÜSTÜN, İstanbul'dan telefon ediyor.
İhtiyar delikanlı: Yaşlanan bedenine karşın, yaşlanmayan gözlerinden yiğitlik kıvılcımları saçan Ferman ağabey
Hep zaafiyet içinde yüzmeyi nasip ediyor.
Gecikiyor dostların kalbine.....
Akşam namazından sonra beş araçla programın yapılacağı Kumanova'nın banliyösündeki Likova'ya doğru yola çıktık.
Makedon hükümeti, batıdaki dağın ucuna 70 metre yüksekliğinde bir haç dikmiş.
Makedonyalı Müslümanlar 2005 yılını bitirirken Osmanlı ulemasının son temsilcisi İdris İdrisi Hoca Efendiyi kaybetti.
Reyyan'la beraber otobüsle Recklinghausen'e gittik. Oradan 11'de ICE'ye bindik.
Akşam Ahmet gelip aldı. Sonra eşi, oğlu Musab ve kızı Halenur'u da alıp Bochum'a gittik.
Akşam Ahmet gelip aldı, ailece ona başsağlığına gittik. Yan komşu Karslı inşaatçı da geldi. Sivas iki yıllık mezunuymuş.
Saat 12'de Musab geldi. Emine hanım Bilefeld'e gidecekmiş. 'Almaya gelmesinler, seni giderken biz bırakalım.' dedim.
Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş.
Priştina, 200 bin nufuslu bir şehir. Onüç cami var. İmam-Hatib okulu, İlahiyat Fakültesi dört senedir eğitim hizmeti veriyor.
Gayrimüslimlerin anlattığına karşılık üzerine gitmeliyiz. Teknolojinin ve iletişimin hızlandığı bu zamanda bu fırsatları iyi değerlendirip
İçerdeki bilgisayarlar okulun, orada yer olmadığı için burada duruyor.
Cahiliye dönemi ittifakları, zalim de olsa, mazlum da olsa, saldırgan da olsa, saldırıya uğrayan da olsa
Taklit, 'öteki'ni kalıp yargılarla anlamanın bir biçimidir. Taklit, sömürgeci iktidarın ve bilginin anlaşılması en zor
Bizler bugün bu salonda bir kader buluşmasında biraradayız.
İsrail'in ve dünya siyonizminin desteği ortadayken İslam dünyasının ilgisi sadece toplantılar, tel'inler bazında kalmamalı.
Siyonistlerin göz yumulan bir biçimde bazan Lübnan'a, bazan Gazze'ye saldırısının şaşırtmaca bir amacı vardır...
Berlin'e doğru hızla giden taksinin camına başımı dayamış, engin yeşillikleri seyrederken kendime sorduğum bir soru
Heredot'tan Pliny'e, Aziz Augustine'den Kolomb'a, açıkçası bütün Avrupa'dan bugünkü ABD'ye kadar...
Bugün burada kitaplardan derlenen bilgiler aktarılmayacak.
Bir dizgici anısı dinlemiştim. Daha çok okumak için bir yayınevine giriyor, okuyor, okuyor.
Arazideki ekiplerin hepsini topladık. Gori köyünden dağlara doğru giden yol üzerine, dükkanların alt tarafına üç çadır kuruldu.
Hareket: Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim. Vücutu oynatma, kıpırdatma veya kımıldatma.
Dünyada başka yerlere yerleştirilen milyonlarca mülteci varken Filistinlilerin bunu anlamayıp...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Theodor Herzl, Sultan Abdulhamid Han'ın huzurundadır.
Otelin lobisi aynı zamanda lokanta ve çayhaneydi. Pakistanlı önce tek kişilik odasını tuttu.
Yemek yer misin, Muhammed? - Hayır, ağabey. Zahedan'a ne zaman varırız?....
Tahran'ın Güney Otobüs Terminaline gideceğim. Meydan-ı İmam Humeyni'yi batı yönünden Tophane tarafına koşar adım geçtim.
İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
Yirminci yüzyıl itibariyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke...
Peygamberler hata yapınca uyarılmışlardı. İnsanlar ise emredildikleri ve nehyedildiklerini bilirlerse...
Kararını vermişti, gidecekti. Önce İsmail'in evine gidip taziye ziyareti yapacaktı. Yapabilecek miydi?
Afganistan halkının İslam'a bağlılığı ve İslami endişeleri tartışma kabul etmez bir gerçek.
İslam yaşadığımız zamanda dünyanın en faal gücüdür. Yirminci yy.ın zarları Müslümanlar üzerine atıldı.
Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah...
İHH, Afganistan'da yıllardır faaliyetini sürdürüyor. Bu seneki Kurbanda bir ekip daha ilave edildi
1552, Rus Çarı zalim İvan'ın Kazan Hanlığını yakıp yıktığı tarihtir. Bu günün anısına da Kızıl Meydan'daki St. ...
Bir kenara oturup ekmek yanına birer meyve suyu içtik. Sonra 83 numara geldi.
Yol eski toz ve topraklı yol değil. Yeni yapılmış ve çok güzel asfaltlanmış...
Ha bugün ha yarın derken yine tası tarağı topladım. Dadaş Seyahat niçin bir kalır.
Dr. Rabbaniyle vedalaştık. ‘Yarın akşam buraya gel seni gönderelim. Kabil’in son durumunu mutlaka görmelisin...
24 Mayıs 1995, saat 15:10’da Afganistan Cumhurbaşkanı Prof. Burhaneddin Rabbani ile görüşmeye alındım
Celalabad’a döndük. Emanullah geldi. Marufların Peşaver’de olduğunu ve görüştüğünü söyledi.
Kabil’i seyrediyorum. İşte merkezi şehir önümde uzanıyor. Bütün güzelliğiyle demeli miyim bilmiyorum.
1991 yılında Sovyetler dağılınca bütün bağlı cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Cümbüş’te üç kuvvet vardı: 1- Cihadiler; dışarıyla alakası yok. 2- Pehlivanlar; (milisler) eski Necib’in...
Pazar; Erzurum garajı eski yerine yeniden yapılmış. Selami’yi tekrar aradım. Necmeddin’le geldiler.
Gece saat 03:30’da uyandım. Ezan okunuyordu. Namazı kıldım, uyuyamıyorum.
İstanbul’dan karayoluyla yola çıktığınızda, dört bin üç yüz km. sonra çöllerle kaplı Belucistan’a ulaşırsınız...
İran’ın güneydoğusuna, Afganistan’ın güneybatısına ve Pakistan’ın batısına düşen, 2,5 milyonu İran’da...
Gönlümde bir kıymet dairem var. Bunu açıklamalı mıydım? Evet bunu açıklamalıyım ki, anlatacağım anlamlansın diyorum...
Bırak git meydanları,Vur beni!
Saat 12’de İHH’dan minibüsle havaalanına çıktık. Üsküp’e Yakup Hoca’nın vefatı için taziyeye gideceğiz.
Kampa döndüğümüzde saat iki olmuştu. Halit, ‘Mecir bekliyor, taziyeye geç kalıyormuşuz’.
Taksiciler yapıştı. Hayır dedim. Biri inat etti. Araba gelecek desem de aldırmıyordu.
İkindide camiye gittik. Çıkışta Muallimin müdürlüğünü yaptığı okulu gezdim. Beşyüz öğrencileri varmış.
Hastahanedeki hasta ve yakınlarının hemen tamamı Afganlıydı. İsmail, Hanif’i aramıştı.
Vakit geç oluyordu. Taş pazarına gidecektik. Recep ve Halit acil alışveriş yapıp geri dönecekti...
Geriye 300 battaniye vereceğimiz kalmıştı. Depoya gelen battaniyelerden 180’ini yükleyip götürdük...
Çadırların dikiş yerlerinden su damlamaya başladı. Battaniyenin baş tarafı sırıl sıklam olmuştu...
Sabah namazında hava daha soğuktu. Namazı kılıp yataktaki sıcaklığımızın içine yeniden gömüldük...
Pakistan elektrik kurumu elemanları geldi. Huzeyfe’nin yerleştirdiği ana panodan kampa yeni hat çekmeye başladılar...
Akşam saat 19, İstanbul-Karaçi uçağı için havaalanındayız...
Afganistan’ın işgal gücü, seçimlerde hile olduğunu ısbatladı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu seçimlerde de hile var diye yazmadım.
Hayır, ABD Afganistan’da bir kurnazlık oyunu sergiliyor. Evet, çatışmalar var, kayıplar var...
Alman ve İsrail kabinesi ikinci ortak toplantısını Berlin'de yaptı. Birincisini Kudüs'te yapmıştı...
So wie ich daran glaube, dass der Angriff auf die Twintowers am 11. September 2001...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inandığım gibi...
2006 'nın Kasım ayında Kabil'deydim...
ABD-Ingiliz Orta Şark Kumpanyası bütün dünyayı parmağına taktı oynatıyor...
Çanakkale savaşı, sonradan ortaya çıkan sonucuyla Osmanlı devletinin bittiği savaştır.
İktidardasın Tom Amca. ABD başkanlığın kutlu olsun.
Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Thedor HERZL, Sultan Abdülhamid'in huzurundadır.
1979'un 27 Aralık gecesi SSCB'nin kızıl ordusu, Afganistan'a girmişti. Görkemli, techizatlı, dünyayı korkudan titreten kızılordu ...
Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden her renkten , her dilden , her ırktan Müminlerin aşkla, vecdle...
Bütün kürreyi arzda yaşayan Müslümanları bugün heyecan dalgası sarmış durumda.
GÜRCİSTAN: 69.700 km. kare yüzölçüme, beş milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin...
Yılmaz ÖZTUNA: “Türkiye Gazetesi” nasıl bir gazete? sorusunun cevabını vermek çok zordur...
Ankara kökenli bir kitap “Şu Çılgın Türkler”.
Yedi güzel adamın dalından bir yaprak daha düştü toprağa
Bu yazıyı tasarlarken Pakistan’ın başında dolaşan sosyal ve siyasal desiseleri düşününce PAK-İSTAN hayalini kuran...
19 Temmuzda 23 Güney Koreli Güney Afganistan'da, Taliban tarafından tutuklanmıştı.
Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş.
Kabil’e kar inmemiş fakat soğuk inmiş, yağan yağmurdan her taraf çamur içinde.
16 Aralık 2006’da MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) kuruluşunun yeniden ilan edildiğini gazetelerden okuduk. CHP’li Yüksel Çengel, 46. dönem MTTB Genel Başkanı. Milliyetçi Rasim Cinisli 47. dönem MTTB Genel Başkanı. İsmail Kahraman 48. dönem genel...
Bugün Terörizmin tarifi ABD’nin keyfine ve uzmanlık alanına bırakıldı.
Yeni gün için programimizi yapmistik...
Sabah namazini kildik, yeni gün için bize gösterilen çadirda istirahate çekildik...
AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip...
ABD günden güne kaybeden bir ülke. ABD´ye duyulan nefretin ölcüsü yoktur.
21 Aralk perşembe sabahı haberlerinde; hazar denizinin doğu yakasına düşen bir batı Orta Asya devleti olan Türkmenistan Devlet baskani ya da Türkmenistan Diktatörü S.Murat Türkmenbaşının öldüğü haberini duydum
Bir önceki gece paralı askerlerle çatışmadan dönmüştük. Kaybettiğimiz grubu bulabilmek için yorgunluğun üstüne ...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inan...
Müslümanlarin kendi hayatlarini iyilestirici her türlü isteklerinde elde ettikleri her türlü basarinin karsisina ezici ve yikici bir biçimde dikildigini görüyoruz.
Az tirajlı bir gazetede küçük bir iç sayfa haberine göre Afganistan’ın güneyinde...