İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
1- Yüzyıla yakın inadına bir süreklilik ve tecrübe
2- Karşı tarafın acımasızlığı ve onbinlerin sürekli ölümün üstüne yürüyüşü
Müslümanların büyük sadası 'Allahuekber' ve yana düşmüş kolları havaya kalktı. Afgan dağlarında 'Allahuekber' daha bir güçlü yankılandı. Filistin birkaç sene direnip 'Allahuekber'e döndü. Bütün dünyada bir anda sesler ve soluklar değişti.
Türkiye'de yaşayan bir Müslüman olarak baktığımda, 1977 Haziranıyla beraber İran'da başlayan hareketlilik dikkatlerimizi o yöne çevirdi. Önce Ali Şeriati'nin şehadetini duyduk. Fakat sahiplenemedik. Sonra sakallı, siyah beyaz sarıklı nur yüzlü insanlar, isimlerini duysak da resimleri ayırmamız için bir yıla yakın bir sürenin geçmesi gerekti. Marşlar, sloganlar, çevrilmeye başlayan konuşmalar, kitaplar ve bütün dünyaya 'Yer açın! Biz geliyoruz' diyordu.
İRAN İNKILABI VE TÜRKİYE'DEKİ BASIN
Sol Basın
Aydınlık dışında tamamen suskun. Belki de şaşkın.
Sağ Basın
Sol suskundu. Milliyetçi sağ çok saldırgandı. Tercüman, Yeni Asya, Sabah
Tercüman: İran halkının 7. yüzyıla geri dönüşü
Yeni Asya: Humeyni'yle İran halkı demokrasi şansını yitirdi
Müslüman kesimde Yeni Devir, Milli Gazete, Hicret, Şura, Tevhid, İslami Hareket, Akıncılar gibi günlük ve haftalık gazeteler İran'ı destekliyor, keşfediyor ve Müslümanları bilgilendiriyordu.
YURTSUZ KALAN ŞAH
Şah 16 Ocak 1979'da İran'ı bir kere daha terketti. Önce Ürdün'e gidecekti. Kral Hüseyin bu şerefi kibarca reddetti. Direk Mısır'a Asvan'a geçti. Beşinci günü 22 Ocak'ta Marakeş'e uçtu. ABD'den önce 5 gün de orada kalacaktı. ABD kabul etmedi. Fas için de sıkıntılıydı. Çünkü orada da Şah'a karşı gösteriler vardı. İran devrimi her yerdeki Müslümanlar için heyecan vericiydi. Tebriz'e, Tahran'a, İsfahan'a destek veriliyordu.
1 Şubat'ta Humeyni, Fransız Hava Yollarından özel olarak kiralanan bir uçakla Tahran'a indi. Kimsenin ya da İslam dışındaki hatta Şia dışındakilerin çözemeyeceği bir atmosfer vardı Tahran'da. Kayıp İmam 11 asır sonra ortaya çıksaydı, bundan daha fazla gösteri, bekleyiş ve heyecan olmazdı. Bu geliş ve Şah'ın gidişi için son bir yıldır bütün İran'ın susuz toprakları kanla sulanmıştı.
İnsanlar, 'Hüseyin'in ruhu geri dönüyor.', 'Cennetin kapıları yeniden açıldı, şehid olma günü bugün.' diyorlardı.'
Ayetullah Şeriat Medari bu atmosfere başka bir tarif getirmişti: 'Herhalde hiç kimse beklenen İmamın jumbo jetle dönmesini beklemiyordu'. Bu tarif Humeyni'yi karşılamanın çoşkusunu ve gelenin etki gücünü gösteriyordu. Humeyni dışındaki tüm otorite ve hesaplar iflas etmişti.
İran inkılabı bize zenginlik kattı. Öncelikle yazarları, İslam düşüncesinin diğer yarısının çocuklarını tanıdık. Ali Şeriati, Celal Ali Ahmet, Abdulkerim Suruş, Murteza Mutahhari, Seyyid Hüseyin Nasr.
Sinema: Muhsin Mahbelbah
Bir biçimde İslam toplumunda dışlanan kadın, İran inkılabındaki etkin gücüyle, bizde oluşan havayı tümüyle yok etmediyse de kırdı ve renklendirdi.
Ali Şeriati şehid edildiğinde bizim kapının altından bir not atılmıştı. Bizim Türkiye'deki dünyamızda İran hiç yoktu. O günkü dünyada batı ve SSCB mücadelesi vardı ve biz yer açmak kavgası veriyorduk. Fakat örnek yoktu. İran bize güç kattı.
Şah'ın son atadığı Başbakan Bahtiyar henüz dururken, Humeyni, Bazergan'ı Başbakan atadı. Bütün merak edilen şuydu: Şah'ı devirebilirler, lakin yeni bir düzen kurabilirler mi? (Ya da kuramazlar). Devrim için politik kadro, bürokratlar, teknokratlar lazımdı.
Herkesin gözü İran'daydı. İslami bir yönetim nasıl olacaktı, deneyim yoktu.
İran inkılabı bölgesel olmaktan öte evrensel bazı problemlerin su yüzüne çıkmasına neden oldu. Öncelikle İslam'ın siyasal bir güç olarak yeniden ortaya çıkışının simgesi. Servet dağılımındaki adaletsizliğe karşı bir başkaldırı.
....
İran inkılabından sonraki ilk üç yıl çok önemliydi. Ve İran'ı okuyabilmek, Türkiye'de yaşayan insanlar için, özellikle yöneticiler ve futuristler için önemliydi. Ve bu noktada en önemli tesbitleri yapan ve yazanların başında hiç şüphesiz Cumhuriyet gazetesindeki yazılarıyla Cengiz Ç. Geliyordu. O da Mehdi Haşimi'nin idamından sonra 'Devlet devrimi yiyor' başlıklı bir yazıyla 1986 yılında o defteri ciddi bir biçimde kapattı. Belki de o yoğunluktaki bir ülkeyi takipten yorulmuştu.
Beni Sadr'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Behişti'nin sabırlı öncülüğündeki Cumhuri İslami partisinin direnci ve örgütlenmesi, zaten ciddi bir temele oturan, yani 500 yıllık İran birikimini savunan ve İmamiye'nin üzerine oturan Cumhuri İslami ve İran'ın batıyı ve doğuyu bilen, ülkesinde medresede okumuş, batılı ülkelerde doktora yapmış elit mollaları, batı sempatizanı ya da hamuru cıvık yoğrulmuş batıcı Müslümanları her alanda hezimete uğratarak devlet gücüne hakim oldular.
İran'ı darbelemek için saldırtılan Irak, halka büyük acılar yaşattı. Fakat '20 milyonluk Hak Ordusu' sloganıyla yola çıkılan, gönüllüler ordusu 'Besici' de bu dönemde cephe için eğitildi. Çok şehid verdiler, ama İran şehirlerinde, kasabalarında, köylerinde milyonlarca Besic yetişti.
Savaşın başlamış devam ederken 1981'in ilk aylarında Mücahidan-ı Halk, Tahran caddelerinde 20 ila 30 bin gencin katıldığı gösteriler düzenliyordu. İran'a uygulanan korkunç bir ambargo vardı. Fakat buna rağmen İran, özellikle Rafsancani döneminde yoğun bir sanayileşmeye yöneldi. Hantal bir bürokrasiye rağmen. Safavilerden devralınan Şia geleneği ve 250 milyon Şia'nın rehberiyet avantajı İran'ı güçlü kılmaktadır.
Tahran’ın Güney Otobüs terminaline gideceğim.
Aradan otuz sene geçmişti; onu unutmamıştım. Kaybolup gitmişti.
Gürcistan: 69 bin 700 km kare yüzölçümüne ve 5 milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin,...
Evet, İran devrimiyle hızlanan bir süreç var.
Sonradan kendisi de bir alçağın en az on kurşununa hedef olan Hayati ÜSTÜN, İstanbul'dan telefon ediyor.
İhtiyar delikanlı: Yaşlanan bedenine karşın, yaşlanmayan gözlerinden yiğitlik kıvılcımları saçan Ferman ağabey
Hep zaafiyet içinde yüzmeyi nasip ediyor.
Gecikiyor dostların kalbine.....
Akşam namazından sonra beş araçla programın yapılacağı Kumanova'nın banliyösündeki Likova'ya doğru yola çıktık.
Makedon hükümeti, batıdaki dağın ucuna 70 metre yüksekliğinde bir haç dikmiş.
Makedonyalı Müslümanlar 2005 yılını bitirirken Osmanlı ulemasının son temsilcisi İdris İdrisi Hoca Efendiyi kaybetti.
Reyyan'la beraber otobüsle Recklinghausen'e gittik. Oradan 11'de ICE'ye bindik.
Akşam Ahmet gelip aldı. Sonra eşi, oğlu Musab ve kızı Halenur'u da alıp Bochum'a gittik.
Akşam Ahmet gelip aldı, ailece ona başsağlığına gittik. Yan komşu Karslı inşaatçı da geldi. Sivas iki yıllık mezunuymuş.
Saat 12'de Musab geldi. Emine hanım Bilefeld'e gidecekmiş. 'Almaya gelmesinler, seni giderken biz bırakalım.' dedim.
Faik'in börekçi dükkanı varmış, oraya gidiyoruz. Hüsameddin'e telefon ettik. Bir saat önce eve gelmiş.
Priştina, 200 bin nufuslu bir şehir. Onüç cami var. İmam-Hatib okulu, İlahiyat Fakültesi dört senedir eğitim hizmeti veriyor.
Gayrimüslimlerin anlattığına karşılık üzerine gitmeliyiz. Teknolojinin ve iletişimin hızlandığı bu zamanda bu fırsatları iyi değerlendirip
İçerdeki bilgisayarlar okulun, orada yer olmadığı için burada duruyor.
Cahiliye dönemi ittifakları, zalim de olsa, mazlum da olsa, saldırgan da olsa, saldırıya uğrayan da olsa
Taklit, 'öteki'ni kalıp yargılarla anlamanın bir biçimidir. Taklit, sömürgeci iktidarın ve bilginin anlaşılması en zor
Bizler bugün bu salonda bir kader buluşmasında biraradayız.
İsrail'in ve dünya siyonizminin desteği ortadayken İslam dünyasının ilgisi sadece toplantılar, tel'inler bazında kalmamalı.
Siyonistlerin göz yumulan bir biçimde bazan Lübnan'a, bazan Gazze'ye saldırısının şaşırtmaca bir amacı vardır...
Berlin'e doğru hızla giden taksinin camına başımı dayamış, engin yeşillikleri seyrederken kendime sorduğum bir soru
Heredot'tan Pliny'e, Aziz Augustine'den Kolomb'a, açıkçası bütün Avrupa'dan bugünkü ABD'ye kadar...
Bugün burada kitaplardan derlenen bilgiler aktarılmayacak.
Bir dizgici anısı dinlemiştim. Daha çok okumak için bir yayınevine giriyor, okuyor, okuyor.
Arazideki ekiplerin hepsini topladık. Gori köyünden dağlara doğru giden yol üzerine, dükkanların alt tarafına üç çadır kuruldu.
Hareket: Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim. Vücutu oynatma, kıpırdatma veya kımıldatma.
Dünyada başka yerlere yerleştirilen milyonlarca mülteci varken Filistinlilerin bunu anlamayıp...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Theodor Herzl, Sultan Abdulhamid Han'ın huzurundadır.
Otelin lobisi aynı zamanda lokanta ve çayhaneydi. Pakistanlı önce tek kişilik odasını tuttu.
Yemek yer misin, Muhammed? - Hayır, ağabey. Zahedan'a ne zaman varırız?....
Tahran'ın Güney Otobüs Terminaline gideceğim. Meydan-ı İmam Humeyni'yi batı yönünden Tophane tarafına koşar adım geçtim.
İran devrim kitabını iyi okursak, iki şey dağ gibi dikilir karşımıza:
Yirminci yüzyıl itibariyle petrol ve doğalgaz zengini bir ülke...
Peygamberler hata yapınca uyarılmışlardı. İnsanlar ise emredildikleri ve nehyedildiklerini bilirlerse...
Kararını vermişti, gidecekti. Önce İsmail'in evine gidip taziye ziyareti yapacaktı. Yapabilecek miydi?
Afganistan halkının İslam'a bağlılığı ve İslami endişeleri tartışma kabul etmez bir gerçek.
İslam yaşadığımız zamanda dünyanın en faal gücüdür. Yirminci yy.ın zarları Müslümanlar üzerine atıldı.
Biz bu akşam burada hayatlarını, insanlık tarihi boyunca bir kere yaşanan insan hayatını Allah...
İHH, Afganistan'da yıllardır faaliyetini sürdürüyor. Bu seneki Kurbanda bir ekip daha ilave edildi
1552, Rus Çarı zalim İvan'ın Kazan Hanlığını yakıp yıktığı tarihtir. Bu günün anısına da Kızıl Meydan'daki St. ...
Bir kenara oturup ekmek yanına birer meyve suyu içtik. Sonra 83 numara geldi.
Yol eski toz ve topraklı yol değil. Yeni yapılmış ve çok güzel asfaltlanmış...
Ha bugün ha yarın derken yine tası tarağı topladım. Dadaş Seyahat niçin bir kalır.
Dr. Rabbaniyle vedalaştık. ‘Yarın akşam buraya gel seni gönderelim. Kabil’in son durumunu mutlaka görmelisin...
24 Mayıs 1995, saat 15:10’da Afganistan Cumhurbaşkanı Prof. Burhaneddin Rabbani ile görüşmeye alındım
Celalabad’a döndük. Emanullah geldi. Marufların Peşaver’de olduğunu ve görüştüğünü söyledi.
Kabil’i seyrediyorum. İşte merkezi şehir önümde uzanıyor. Bütün güzelliğiyle demeli miyim bilmiyorum.
1991 yılında Sovyetler dağılınca bütün bağlı cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
Cümbüş’te üç kuvvet vardı: 1- Cihadiler; dışarıyla alakası yok. 2- Pehlivanlar; (milisler) eski Necib’in...
Pazar; Erzurum garajı eski yerine yeniden yapılmış. Selami’yi tekrar aradım. Necmeddin’le geldiler.
Gece saat 03:30’da uyandım. Ezan okunuyordu. Namazı kıldım, uyuyamıyorum.
İstanbul’dan karayoluyla yola çıktığınızda, dört bin üç yüz km. sonra çöllerle kaplı Belucistan’a ulaşırsınız...
İran’ın güneydoğusuna, Afganistan’ın güneybatısına ve Pakistan’ın batısına düşen, 2,5 milyonu İran’da...
Gönlümde bir kıymet dairem var. Bunu açıklamalı mıydım? Evet bunu açıklamalıyım ki, anlatacağım anlamlansın diyorum...
Bırak git meydanları,Vur beni!
Saat 12’de İHH’dan minibüsle havaalanına çıktık. Üsküp’e Yakup Hoca’nın vefatı için taziyeye gideceğiz.
Kampa döndüğümüzde saat iki olmuştu. Halit, ‘Mecir bekliyor, taziyeye geç kalıyormuşuz’.
Taksiciler yapıştı. Hayır dedim. Biri inat etti. Araba gelecek desem de aldırmıyordu.
İkindide camiye gittik. Çıkışta Muallimin müdürlüğünü yaptığı okulu gezdim. Beşyüz öğrencileri varmış.
Hastahanedeki hasta ve yakınlarının hemen tamamı Afganlıydı. İsmail, Hanif’i aramıştı.
Vakit geç oluyordu. Taş pazarına gidecektik. Recep ve Halit acil alışveriş yapıp geri dönecekti...
Geriye 300 battaniye vereceğimiz kalmıştı. Depoya gelen battaniyelerden 180’ini yükleyip götürdük...
Çadırların dikiş yerlerinden su damlamaya başladı. Battaniyenin baş tarafı sırıl sıklam olmuştu...
Sabah namazında hava daha soğuktu. Namazı kılıp yataktaki sıcaklığımızın içine yeniden gömüldük...
Pakistan elektrik kurumu elemanları geldi. Huzeyfe’nin yerleştirdiği ana panodan kampa yeni hat çekmeye başladılar...
Akşam saat 19, İstanbul-Karaçi uçağı için havaalanındayız...
Afganistan’ın işgal gücü, seçimlerde hile olduğunu ısbatladı ve seçimler ikinci tura kaldı. Bu seçimlerde de hile var diye yazmadım.
Hayır, ABD Afganistan’da bir kurnazlık oyunu sergiliyor. Evet, çatışmalar var, kayıplar var...
Alman ve İsrail kabinesi ikinci ortak toplantısını Berlin'de yaptı. Birincisini Kudüs'te yapmıştı...
So wie ich daran glaube, dass der Angriff auf die Twintowers am 11. September 2001...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inandığım gibi...
2006 'nın Kasım ayında Kabil'deydim...
ABD-Ingiliz Orta Şark Kumpanyası bütün dünyayı parmağına taktı oynatıyor...
Çanakkale savaşı, sonradan ortaya çıkan sonucuyla Osmanlı devletinin bittiği savaştır.
İktidardasın Tom Amca. ABD başkanlığın kutlu olsun.
Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar...
19 Mayıs 1901'de Siyonizmin birleştirici babası Thedor HERZL, Sultan Abdülhamid'in huzurundadır.
1979'un 27 Aralık gecesi SSCB'nin kızıl ordusu, Afganistan'a girmişti. Görkemli, techizatlı, dünyayı korkudan titreten kızılordu ...
Doğudan, batıdan, kuzeyden güneyden her renkten , her dilden , her ırktan Müminlerin aşkla, vecdle...
Bütün kürreyi arzda yaşayan Müslümanları bugün heyecan dalgası sarmış durumda.
GÜRCİSTAN: 69.700 km. kare yüzölçüme, beş milyon nüfusa sahip olan bu küçük ülkenin...
Yılmaz ÖZTUNA: “Türkiye Gazetesi” nasıl bir gazete? sorusunun cevabını vermek çok zordur...
Ankara kökenli bir kitap “Şu Çılgın Türkler”.
Yedi güzel adamın dalından bir yaprak daha düştü toprağa
Bu yazıyı tasarlarken Pakistan’ın başında dolaşan sosyal ve siyasal desiseleri düşününce PAK-İSTAN hayalini kuran...
19 Temmuzda 23 Güney Koreli Güney Afganistan'da, Taliban tarafından tutuklanmıştı.
Time dergisi başörtülü İHH gönüllüsü Mine KARAKAŞ'ın resmini kapağına basarak "Türkiye'nin ikilemi" başlığıyla vermiş.
Kabil’e kar inmemiş fakat soğuk inmiş, yağan yağmurdan her taraf çamur içinde.
16 Aralık 2006’da MTTB’nin (Milli Türk Talebe Birliği) kuruluşunun yeniden ilan edildiğini gazetelerden okuduk. CHP’li Yüksel Çengel, 46. dönem MTTB Genel Başkanı. Milliyetçi Rasim Cinisli 47. dönem MTTB Genel Başkanı. İsmail Kahraman 48. dönem genel...
Bugün Terörizmin tarifi ABD’nin keyfine ve uzmanlık alanına bırakıldı.
Yeni gün için programimizi yapmistik...
Sabah namazini kildik, yeni gün için bize gösterilen çadirda istirahate çekildik...
AZAD Keşmir, Jammu ve Makbuza Keşmir denilen 222,236 km2 lik yüzölçüme sahip...
ABD günden güne kaybeden bir ülke. ABD´ye duyulan nefretin ölcüsü yoktur.
21 Aralk perşembe sabahı haberlerinde; hazar denizinin doğu yakasına düşen bir batı Orta Asya devleti olan Türkmenistan Devlet baskani ya da Türkmenistan Diktatörü S.Murat Türkmenbaşının öldüğü haberini duydum
Bir önceki gece paralı askerlerle çatışmadan dönmüştük. Kaybettiğimiz grubu bulabilmek için yorgunluğun üstüne ...
11 Eylül 2001'de İkiz kulelere yapılan saldırıyı el-Kaide diye çıkartma bir örgütün yapamayacağına inan...
Müslümanlarin kendi hayatlarini iyilestirici her türlü isteklerinde elde ettikleri her türlü basarinin karsisina ezici ve yikici bir biçimde dikildigini görüyoruz.
Az tirajlı bir gazetede küçük bir iç sayfa haberine göre Afganistan’ın güneyinde...