Bazen bir takım olaylar veya bazı şahsiyetler insanların hayatlarına yön verir, bir anlam katar. İşte rahmetli Bahaddin abi de benim hayatıma yön veren insanlardandır. Bahaddin abi ile 90 lı yılların başında Almanya‘daki eğitim kampında tanışmak nasib oldu. İlerki yıllarda hemen hemen hersene Almanya veya Avusturya‘daki kamplarımıza Türkiye‘den yanında misafirlerle birlikte gelirdi. Mehmet Güney abi, Cavit Okur hocam, Şerafettin Kalay hocam, İbrahim Karagül, rahmetli Akif Emre, Ali Türkben hocam, İhsan Süreyya Sırma hocam, Rauf Nas abi bunlardan bazıları idi. Tabi Selahaddin Eş hocamı unutmak mümkün mü, bu kamplarımızda bizi yalnız bırakmazdı.
Diğer bölgelerden arkadaşlarla buluşmak, hasret giderip dertleşmek, bölgelerimizde yapılan çalışmalar hakkında bilgi alış verişinde bulunmak, yeni plan ve programlar hakkında istişareler yapmak için her sene kamp zamanlarını dört gözle beklerdik. Bunların yanında bir de Bahaddin abimizin gelmesini, onunla kamp ateşinin başında ya da cafeteryadaki şöminenin ateşinin sıcaklığında ince belli bardaklarımızda çayımızı içip onun o hoş güzel ve aydınlatıcı sohbetlerini, öğütlerini ve tavsiyelerini dinleyeceğiz diye beklerdik. Türkiye‘den gelen birbirinden değerli hocalarımızdan, yazarlarımızdan onun sayesinde bolca istifade ederdik. Üç günlük kapın hic bitmesini istemezdik. Bahaddin abi geldiğinde herkesi bir heyacan sarardı. Ayrılırken de bir o kadar hüzün ve hasret olurdu. Bazen kamplardan sonra bölgeleri ziyaret eder, her hangi bir sebebden dolayı kampa gelemeyen arkadaşlarla görüşürdü.
Bahaddin abi sohbetlerinde bizleri her daim bazı tehlikeli akımlara karşı uyarırdı. Fetö de bunlardan biri idi. Bu şahsiyetten hic hoşnut değildi ve bizlere her zaman bu şer yuvasından uzak durmamızı tavsiye ederdi. Zaman onun bu konuda ne kadar haklı oldığunu gösterdi. Müslümanın uyanık olmasını, olayları iyi analiz etmesi gerektiğini söylerdi.
Bahaddin abi zaman zaman ararar, hal hatır sorardı. Türkiye‘de Eskişehir’deydim, telefonum çaldı, actım. Bahaddin abi o hoş sesi ile, aslanım, neredesin diye sordu? Eskisehir’deyim abi dedim. Kimler var diye sordu? Osman abi ve Mehdi abi Ankara’dalar dedim. Onlarada haber ver Bilecik’te Birlik Vakfının Pikniği var, oraya gelin. Hemen arkadaşları aradım, yola çıktılar ve soluğu Bilecik’te aldık. Bahaddin abimiz aramış ve bizi davet etmişti, gitmemezlik olmazdı. Çadırdan içeri girip bir köşeye oturduk, içerde o zaman Kültür Bakanı olan İsmail Kahraman sohbet ediyordu. Vekiller, belediye başkanları vardı. Sohbet bitince Bahaddin abi, Mehmet Güney abi ile birlikte bizim olduğımuz yere gelip hoş geldiniz deyip sarıldılar, hasbihal edip o gün orada vakit gecirdik. O günü oradaki babacan, dostane karşılama ve ilgiyi hiç unutamadık. Hatta İsmail Kahraman Mehmet abiye takılarak arkadaşlar gelince bizi unuttun. Tabi bu samimiyetin verdiği bir sitemdi. Mehmet abi, onlar Bahaddin abilerinin bir telefonu ile buraya kadar gelmişler diyerek bizleri onura etmişdi. Bahaddin abi böyle birisi idi arar sorardı. Bir gün yine aradı İstanbuldayım abi deyince, İnsan Vakfının Belgrad Ormanlarındaki Pikniğine Davet etti yine. Arkadaşlarla bu davete içabet etmişdik. Türkiye’de bizi arayan soran bir abimiz vardı. Bir yardıma ihtiyacımız olsa hemen Bahaddin abiyi arardık. Biliyorduk ki nerede olursak olalım onun mutlaka bir arkadaşı, bir dostu vardı ve bizim sıkıntımızı giderecekti.
Bahaddin abi kamplarda geç vakitlere kadar bizimle oturup sohbet ederdi. Biz sabah kalktığımızda o kalkmış, sabah yürüyüşünü yapmıştı bile. Bu kadar enerjik ve diri birisi idi. Bazen sorardım, abi bu kadar geç yatıp nasıl erken kalkabiliyorsun diye gülümserdi? Yapılacak bir iş varsa, bunu fark etti mi hemen kendisi işe koyulurdu. Bir gün Almanya’da Bochum da bir camide iki günlük bir programda arkadaşlarla buluşmuştuk. Sabah uyandığımızda her yer bembeyaz karla kaplı idi. Bahaddin abi yine herkesden önce kalkmış, elinde kürek yattığımız yerden abdesthaneye, yemek haneye ve camiye giden karla kaplı yolları acıyordu. Abi ne yapıyorsun bırak biz yapalım dedik; ama nafile o bitirmişti bile. Ne kadar farklı birisi olduğunu her yerde davranışı, duruşu ve bilğiliği ile gösterirdi. Bizlere her zaman birbirimizi aramamızı, biryerden gecerken orada varsa tanıdık birisi mutlaka ziyaret etmemizi, en azından telefonla aramamızı tavsiye ederdi.
Bizim çocuklar, bizim arkadaşlar, bu kareyi unutmayın. Bazen bir kare cok şeyler anlatır. Bir hayır kurumu yetimhanesiz olmaz, gibi bunlar kulaklarımıza kazınan, arkasında çok anlamları olan ifadelerıden bazılarıdır. Sene 4 Nisan 2010 Bahaddin abimizle son kampımız Linz’de idi. Üç gün süren kampımız bitmiş, artık dönüş vakti gelmişti. Vedalaşırken Bahaddin abi iki kollarını uzatarak ellerini omuzuma koyup, “Bak aslanım, Ömer Hayırlı bir iş yapıyor, sen de ona destek ol, yalnız bırakma. Ömerle konuş, bu sene sen de Afrika’ya, Nijer’e onunla git. Nasip olursa bende geleceğim birlikte orada olalım.” diyerek nasihatlarda bulunup, yardım derneğinin önemini bir kez daha anlattı. Tamam abi söz gideceğim ve Ömer abiyi bu yolda yalnız bırakmıycam inşallah, orada görüşürüz diyerek vedalaştık. Bu Bahaddin abimizi son kez gördüğüm andı.
Aradan yaklaşık 6 hafta geçmişti. Tarih 17 Mayıs 2010 ve hepimizi tüm sevenlerini üzen o acı haber. O malum kaza olmasaydı birlikte Nijer’de olmayı planlıyorduk. İşte o nasihatle, tam 10 yıldır aktif olarak Bahaddin abimizin teşviki, Ömer abi ve Kemal abinin gayretleri ile kurulan Umut İnsani Yardım Derneğimizin bir neferi oldum. Böylesi hayırlı bir işe beni yönlendirerek hayatıma yön vermişti. Artık yaşamımın büyük bir bölümü mazlum ve mağdurlara bir nebzede olsa yardım ve destek olmakla geçiyor. Her fırsatta Bahaddin abimize dua ediyorum, hayatıma bu şekilde yön verdiği için. Daha sonraları tanıdığım birçok arkadaştan Bahaddin abi ile olan anılarını dinlediğimde gördüm ki, benim gibi onların da hayatlarına yön vermiştir. Kar Çiçeği adlı kitabında imzaladığı gibi, bitimsiz kardeşliğimiz daim olsun. Rabbim abimizin ve yol arkadaşı Faruk Aktaş’ın mekânlarını cennet eylesin. Bizler ondan razı idik. Allah da onlardan razı olsun inşallah.
Yüksel Özkartal
Almanya Hamburg 23.02.2021
Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın Tarihi: 05.03.2021
![]() |
![]() ![]() |
|
Merhum Bahaddin’i Anlatabilmek
Bahattin Abimizin Gözlerindeki Derin Bakış
Bahattin Abi
Mütevâzı, Müstakim ve Mücâhid: Bahattin Yıldız
En Yüksek Kariyer Kulluktur
Bahattin Yıldız, Tanışmamız ve beraberliğimiz
1991’de İzmir’e öğrenci olarak geldiğimde tanıdım Bahattin Yıldız abiyi
Selamlar Şehitler Bahattin Yıldızı
Bahattin Abi
Hayatlara Yön Veren İnsan Bahaddin Yıldız
Cennete Giden Yol Bahattin Yıldız
Şehadete Kara Sevda İle Sevdalı Topraklarda Kavuşan Adam
Bahattin Ağabey
Tarife Sığmayan Adam Bahattin Yıldız
Bahattin YILDIZ
Bahattin YILDIZ Abiden Kalan Kısa Hatıralar
Modern Çağın Rol Modeli Bahattin YILDIZ
Yolun Yolumuz Bahattin Ağabey
Bahattin Yıldız Okuma ve Yazmaya Teşvik Ederdi
Namaz kılmaya yeni başlamıştım.
Bahattin ile son görüşmemizi
Bahattin YILDIZ Abi
Bahattin Abi
Bahattin Abiyle Muhabbet
Bahattin Abimiz
Şehid Bahattin YILDIZ Abiyi Rahmetle Anıyorum
Bahattin Yıldız ile Anılarımız
Bahattin Ağabey
O Bizim Hayat Öğretmenimizdi
Binlerce YILDIZ'dan Biri Olmak
Bir Şehidin Ardından
Vay be Bahattin Abi