x

Dünyayı Kuşatan Yüreğin Anısına

Elvan MUTLU

MODERN ÇAĞIN ROL MODELİ BAHATTİN YILDIZ

“Müslüman yürekler bilirim daha 
Kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet 
Eller bilirim haşin hoyrat mert 
Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır 
Her kırışığı sorulacak bir hesabı 
Her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır.”
                                                Erdem BAYAZIT

     Ne zaman Bahattin Abi’yi düşünsem dilime bu dizeler dolanır. Kendisinin de Üstadı sevdiğini bilirdik. “Cihat Günlüğü” adlı eserinde Afganistan cihadı sırasında Erdem Abi’nin Afganistan’a geldiğini duyar, kendisiyle görüşmek ister ancak şairin geri döndüğünü öğrenince üzüldüğünü anlatır. Ben de bu yazımda Bahattin Abi’yi yukarıdaki dizelerde çizilen portre ile anlatmaya çalışacağım.

    Ben Bahattin YILDIZ ismini bilerek İzmir’e gitmiştim. Hatta onun ismi hürmetine İzmirli arkadaşlarla tanışmıştım. Bir gün akşam kapı zilimiz çaldı, kapıyı ben açtım. Gelen kişiyi tanımıyordum, selam verdi, bir anda duraksamıştım. Bu alelade giyimli kişinin öğrenci evinde ne işi var, diye düşünmeye başlamıştım ki bir anda onu tanıyan arkadaşlar yetişti imdadıma. Hemen onu içeriye davet edip benimle tanıştırdılar. Oturduk sohbet etmeye başladık. Onu tanıdıkça biraz önceki negatif duygularım silinmeye, kendisini hayran hayran dinlemeye başlamıştım. Çok doğaldı, çok mütevazı idi. Ama deşeledikçe o engin kültürü ortaya çıkıyordu. O gün geç saate kadar sohbet ettik. İçimden: ”İşte aradığım lider” demiştim. Kendisine derin bir bağla bağlanmıştım.

    Haftalık sohbetlerle devam etti görüşmemiz. Sohbetlerimiz ve arada yaptığımız sempozyumlar bizim için tam bir bilgi cümbüşüne dönüyordu. Birçok şair ve yazarın adını bu ortamlarda duyduk ve sırf bu ortamlarda duyduğumuz için o yazarın külliyatını okuyup bitirdik.(İsmet ÖZEL, Ali BULAÇ, Erdem BAYAZIT, Sezai KARAKOÇ, Mustafa KUTLU, Cahit ZARİFOĞLU, Rasim ÖZDENÖREN, Şükrü KARATEPE vb.) Sadece Bahattin Abi değil çevresindeki insanlar da kitap kurduydu. Bahattin Abi sempozyumlarda hepsine ayrı ayrı söz hakkı verir, özgürce konuşabilecekleri ortamlar hazırlardı. O sempozyumlarda küfür dâhil her şey serbestti. O halkanın içinde her biri kendi çapında derya deniz olan çok değerli Abilerimiz vardı. Selçuk TÜRKYILMAZ, İbrahim KARAGÜL, Musa KIRCA, Hüseyin ALAN, Mustafa ÖZEL, Hüsamettin YAŞA, Tayyip SARAÇ, Ali SARIAYDIN, Dumlu KARA vb. Bizim kuşaktan da Selami, Uğur, Yusuf Ziya, Yakup, Nevzat, Dinçer, Mehmet, Aydın, Ramazan, Faruk ve adını sayamadığım nice değerli arkadaşımız vardı. Selçuk Abi güzel anlatımını küfürlerle süsler, İbrahim Abi entelektüelliğin dibine dibine vururdu. Bu faaliyetlerin her biri bize ayrı bir meziyet kazandırmakta idi. Biz de bu bilgi şöleni içinde sırıtmamak için gecemizi gündüzümüze katıp yerli ve yabancı yazarları bir bir okumaya gayret ederdik.

    Bahattin Abi bize sadece fikir değil bir duruş da kazandırmıştı. Kendisinden o kadar kahramanlık hikâyesi dinlemiştik ki İzmir’in her yerinde korkusuzca yürüyebiliyor,  hiç kimseden çekinmeden fakülteye girip çıkabiliyorduk. Kendimizi gizleme gereği duymadan tam tersine görünür hale gelmek için sakal bırakıp asker parkası ile kampüste dolaşabiliyorduk. Her birimiz tek kişilik bir ordu gibi dünyaya meydan okuyabileceğimizi düşünürdük. Çünkü inanıyorsak üstündük, bu özgüveni bize Bahattin Abi aşılamıştı.

    Bahattin Abi’yi inandırıcı kılan, yapmadığı bir şeyi bize söylememesiydi. Söylem adamı değil eylem adamıydı. Mücahit yönünü, kavgadaki gözü pekliğini saymasak bile hayatın içinde de öyleydi. Bir gün Mehmet’le bana “Cumartesi işiniz var mı?” diye sormuştu. Biz, “Yok Abi.” dedik. “O halde yarın işe gidiyoruz.” dedi. Biz erkenden hazırlanmıştık. Bahattin Abi iş kıyafeti ile bizi almaya gelmişti, biz de iş kıyafetimizi giymiştik. İnşaata vardık. İzolasyon işi ilk defa yapacağımız bir işti, işi görünce biraz da tırsmıştık. Çünkü çatıya sıcak yalıtkan dökülüyordu, zift aşağıda kaynatılıyor, tenekeye koyulup seyyar vinç ile çatıya çıkarılıyordu. Aşağıda bir kişi sıcak zifti tenekeye doldurup vince koyuyor, yukarıda bir kişi tenekeyi alıp zemine döküyor, iki üç kişi de zifti zemine yayıyordu. Ziftin dikkatli bir şekilde taşınıp dökülmesi gerekiyordu. Mehmet’le biz ilk başta biraz tereddüt yaşamıştık. Ama Bahattin Abi’nin çalışma şeklini görünce gayrete gelmiştik. Bahattin Abilerin aile şirketi vardı, yeğenleri ile birlikte geçimini bu işten sağlıyordu. O gün akşama hem çalıştık hem sohbet ettik. Arada yemek ve çay molası verip, cemaatle namazımızı da kılmıştık. Helal kazanç meşakkatli de olsa çok güzel görünüyordu. İş bitiminde Bahattin Abi daha elini yıkamadan yeğenine:”Delikanlıların ücretini verelim.” Dedi. Yeğeni de hemen yevmiyelerimizi fazlasıyla çıkarıp verdi. Onun asıl niyetinin zaten bize harçlık vermek olduğunu biliyorduk. İşe gitmesek de arada bize gelir harçlık ve erzak bırakırdı. O gün bize verdiği o harçlıkları bizzat kendisinin inşaat işinde çalışarak kazandığını öğrendik ve kendisine olan saygımız bir kat daha artmıştı. Felsefesi basitti: rızkını helal yoldan kazan ve bunun bir kısmını ihtiyaç sahipleri ile paylaş. Sadece Türkiye’nin ihtiyaç sahipleri değil dünyanın ihtiyaç sahipleri onun hedef kitlesi idi. Hele ki yetimler… Yetimler onun asıl ilgi alanıydı ve cihatta nasip olmayan şehadet yetimlere hizmet yolunda verilmişti kendisine. 

     Bugün dünyanın dört bir yanında “Bahattin YILDIZ” adına yapılan yetimhaneler, okullar, su kuyuları ve hayratlar var. Onun “Bizim Çocuklar” veya “Aslanlarım” diye hitap ettiği ve onun izinden yürüyen genç kardeşlerimiz ideallerini yaşatmaya- yetimlere sahip çıkmaya devam ediyor. Modern çağda örnek alabileceğimiz insanların sayısı her geçen gün azalmakta. Bahattin Abi bu çağda tutunabileceğimiz parlak bir Yıldızdı. Şehadetin mübarek olsun güzel insan, darısı bizlerin başına.
                                                                                                                         

     Elvan MUTLU
                                  Köyceğiz/MUĞLA
 

Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 05.02.2020

Ekrem ALTINLI

Merhum Bahaddin’i Anlatabilmek

Uğur Arslan

Bahattin Abimizin Gözlerindeki Derin Bakış

Mehmet Gözütok

Bahattin Abi

Taner Taştekin

Mütevâzı, Müstakim ve Mücâhid: Bahattin Yıldız

Mucip ULUDAĞ

En Yüksek Kariyer Kulluktur

Kenan GÜNEŞ

Bahattin Yıldız, Tanışmamız ve beraberliğimiz

Ahmet AKYAZ

1991’de İzmir’e öğrenci olarak geldiğimde tanıdım Bahattin Yıldız abiyi

Aytekin Aytaç

Selamlar Şehitler Bahattin Yıldızı

Halit DİNDAR

Bahattin Abi

Yüksel ÖZKARTAL

Hayatlara Yön Veren İnsan Bahaddin Yıldız

Halil BEKTAŞ

Cennete Giden Yol Bahattin Yıldız

Hüseyin DURSUN

Şehadete Kara Sevda İle Sevdalı Topraklarda Kavuşan Adam

Mehdi DÜLGER

Bahattin Ağabey

Recep YILMAZ

Tarife Sığmayan Adam Bahattin Yıldız

Lokman ACAR

Bahattin YILDIZ

Raşit EKİCİ

Bahattin YILDIZ Abiden Kalan Kısa Hatıralar

Elvan MUTLU

Modern Çağın Rol Modeli Bahattin YILDIZ

Abdülkadir SEVEN

Yolun Yolumuz Bahattin Ağabey

Erkan Erdemir

Bahattin Yıldız Okuma ve Yazmaya Teşvik Ederdi

Mehmet Akif VURAL

Namaz kılmaya yeni başlamıştım.

Dr. Osman Yaşar Öz

Bahattin ile son görüşmemizi

Rifat TÜRKSARSLAN

Bahattin YILDIZ Abi

Nazım BARDAKÇI

Bahattin Abi

Enes SİVARİ

Bahattin Abiyle Muhabbet

Cemal ARSLAN

Bahattin Abimiz

Alim YILMAZ

Şehid Bahattin YILDIZ Abiyi Rahmetle Anıyorum

Hamza ARAS

Bahattin Yıldız ile Anılarımız

Sadık TORUN

Bahattin Ağabey

Mustafa KARATAŞ

O Bizim Hayat Öğretmenimizdi

Uğur BAYRAK

Binlerce YILDIZ'dan Biri Olmak

Muhammet EMEK

Bir Şehidin Ardından

Selami ALDEMİR

Vay be Bahattin Abi

Ziyaretçi Defteri
Yükleniyor
Yükleniyor...