Aliya Izzetbegoviç kimdir?
Balkanlar, XIX. yüzyılın başlarından beri çatışmaların merkezi olan bir coğrafyadır. Osmanlının mirasında yaşayan Müslümanlar büyük baskı ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmışlardır.
Ama her şeye rağmen bölgede Müslüman varlığını devam ettirme ve hayatta kalma, diğer yandan da kültürel ve dini geleneklerini yaşatma ideallerine sahip çıkmışlardır. Bu uğurda özgürlük mücadelelerinden asla vazgeçmemişlerdir. Peki, verilen bu mücadelenin en önemli isimlerinden birisi olan Aliya Izzetbegoviç kimdir?
HAYATI
Aliya Izzetbegoviç 8 Ağustos 1925 tarihinde Bosna Hersek'in Bosanski Şamats kentinde dünyaya geldi. İki yaşında iken ailesi birlikte hayatının geri kalan kısmını geçireceği, Saraybosna'ya taşındı. 1944 yılında liseden mezun oldu.
Gençlik yıllarında İslami çalışmalara ve Müslümanların sorunlarına ilgi gösterdi. 1946 yılında, EI Hidaye Teşkilatı'nın gençlik kolları konumundaki, Genç Müslümanlar (Mladi Müslümani) teşkilatına üye olduğu gerekçesiyle, üç yıl hapse mahkum edildi.
Hapisten çıktıktan sonra önce ziraat fakültesine gitti. Ardından buradaki eğitimini yarıda bırakıp, hukuk fakültesine kayıt yaptırdı. Daha sonra kendini entelektüel çalışmalara vererek, 1970 yılında İslam Deklarasyonu'nu yayımladı. On yıl sonra da Doğu ve Batı Arasında İslam'ı tamamladı. 1983 yılında, düşüncelerinden dolayı, bir kez daha 14 yıl hapse mahkûm edildi. Bu sürenin beş yılını hapiste geçirdi.
Yugoslavya'nın dağılma sürecinde Demokratik Eylem Hareketi (SDA) isimli partiyi kurdu, genel başkan seçildi. Komünist rejimin çökmesinin ardından, Haziran 1990'da yapılan ilk seçimde, Bosna Hersek Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçildi. Sırp ve Hırvat güçlere karşı yürütülen bağımsızlık savaşında başkomutanlık görevini üstlendi. 1995 yılında, savaşı sonlandıran Dayton Antlaşması'nı imzaladı.
1996 yılında yapılan seçimlerde, üçlü başkanlık konseyine seçildi. 2000 yılında sağlık problemlerini gerekçe göstererek, başkanlık görevinden istifa etti. Üç yıl sonra 19 Ekim 2003 tarihinde, Saraybosna'da vefat etti. Kovaçi mezarlığında, birlikte bağımsızlık mücadelesi verdiği şehitlerle birlikte defnedildi.
DÜŞÜNCESİ
Aliya Izzetbegoviç çağdaş İslam düşüncesinin en önemli isimlerinden biridir, aynı zamanda da Batılı bir Müslüman düşünür olduğu da unutulmaması gereken önemli bir ayrıntıdır. Düşüncesinin oluşmasının arkasında yatan göz ardı edilemez bazı önemli etkenler vardır. Dindar bir ailede yetişmesi, Genç Müslümanlar Teşkilatına katılması, gençlik yıllarından itibaren pek çok farklı konuda okumalar yapması, mahkûmiyeti, avukatlık yılları onun düşüncesinin gelişmesinde etkili olmuştur.
Diğer yandan İslam, onun düşünce ve mücadelesinin mihenk taşı olmuştur. Çünkü bütün varlığa ilişkin bakışını ve duruşunu bu mihenk taşı üzerinden yorumlamıştır. Müslüman bir düşünür olan Izzetbegoviç, düşünce sistematiğini insanın varlık içindeki konumunu tespit ederek ortaya koymaya çalışmıştır. İnsanın konumuna dair geliştirdiği düşünceler, Allah ile insan arasındaki sözleşmeye ulaşmaktadır. İslami yani Müslümanca olanın zorunlu olarak Allah’a kulluk bağlamında ahlaki ve insani bir yükselişi sağlaması O’nun düşüncesinin en temel noktalarından biridir.
DAVASI
Aliya Izzetbegoviç, gençlik ve yaşlılık döneminde tecrübe ettiği, toplam dokuz yıla yakın hapis hayatında İslamcı bir düşünür ve hareket adamı olarak görülmüş ve cezalandırılmıştır. Genç Müslümanlar Teşkilatına girişinden itibaren düşünce adamı olmasının yanında hareket adamı da olması onun düşünce ile pratiği bir arada sürdürmeye çalıştığının net bir göstergesidir. Hayatının bir kısmında hapis ile cezalandırılması muhalif bir isim olarak rejim tarafından kodlanması ve 1970 yılında yayınladığı İslam Deklarasyonu eseriyle de bir dava adamı olduğunu göstermiştir. Çünkü Aliya Izzetbegoviç’e göre İslam dünyasındaki meseleler ve bu meselelerin çözümü düşünce ile birlikte harekete geçmeyi de gerektirmektedir. Çünkü İslam sadece bir inanç meselesi değil aynı zamanda iman edileni yaşama meselesidir. Nitekim Saraybosna davasında yargılanırken söylediği sözlerle kendisinin daima dünyadaki İslam davasının davacısı olduğunu söylemiş ve gerçekten de bu bedeli kendi hayatında ödemesi ve Bosna savaşındaki mücadelesi onun önemli bir dava adamı olduğunun önemli bir göstergesidir.
Sonuç olarak;
Aliye Izzetbegoviç, düşünceleri ve mücadelesi ile İslam dünyasına önemli bir miras bırakmıştır. Aliya Izzetbegoviç’in eserlerinin ve hayatının Müslüman toplumlarda ilgi çekmesinin en önemli nedenlerinden birisi O’nun gibi bir liderin İslam dünyasında çok karşılaşılmayan bir tipe karşılık gelmesidir. Bu anlamda O, İslam ile Müslümanlar arasındaki mesafe ile oluşan krizi yerinde tespit etmiş ve bu krizin üreteni olmamaya gayret etmiştir. Aliya Izzetbegoviç’e göre İslam İnancı ile pratiği ayrı zikretmek mümkün değildir. İslam, kelime-i şehadet ile ya da emredilen ibadetleri yerine getirmekle bitmemekte hayatın bütününe yayılan sürekli bir mücadele ile devam etmektedir. Bu bağlamda Merhum Müslümanlara şu çağrılarda bulunmuştur;
“Kendine dön!”
Muhammet Furkan TANRIKULU
Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 07.05.2021
Raşit EKİCİ
Raşit Ekici
Raşit EKİCİ
Muhammet Bilal Kara