Bahaddin Yıldız, 1956 yılında Sivas’ta doğdu. Ailesi ile İzmir’e yerleşen Bahaddin Yıldız, 1975 yılında İzmir İmam-Hatip Lisesi’nden mezun oldu ve aynı yıl Erzurum’a geldi. Erzurum’da İşletme fakültesinde okurken 1975-1980 yılları arasında MTTB ve Akıncılar teşkilatında çalıştı. 12 Eylül 1980 askerî darbesinden sonra Ruslarla savaşan Afgan mücâhidlerine destek vermek için Afganistan’a gitti. Cephede mücâhidlerle birlikte fiilî olarak savaşa katıldı, yaralandı ve gâzî oldu. Yurda döndükten sonra yarım kalan yüksek tahsilini bitirmek için tekrar Erzurum’a geldi. Diploma almak için değil, Afgan cihâdının aşkını gençlere aşılamak için geldi. Çünkü o, hiçbir zaman diploma peşinde koşmadı ve aldığı diplomaları da hiç kullanmadı. Erzurum’a gelince kapatılan MTTB’nin ve Akıncıların yerini dolduran Abdurrahman Gazi Vakfı çatısı altında sohbetlerine ve hizmetlerine devam etti. O zaman bu vakfın Mumcu caddesinde bir bürosu vardı. Üniversite öğrencileri orda toplanır sohbet ederlerdi. Bahaddin Yıldız bu vakıfta, kaldığı evde, fakülte kantinlerinde, Yasin Şorsu’ya ait Tuba kitabevinde, Erzincankapı’daki çay ocaklarında sohbetlerini devam ettirdi. Gençler, onu can kulağı ile dinlediler. Sık sık İzmir’e giderdi, İstanbul’a ve Ankara’ya uğrardı. Erzurum’a dönerken yeni haberlerle gelirdi. Afgan cihadı ile ve mücâhidlerle ilgisi kesintisiz devam ederdi.
Abdurrahman Gazi Vakfı’nın daracık salonunda oturup sohbet ederken ‘acaba bizim de bir gün, geniş bir merkezimiz ve talebe yurdumuz olur mu?’ diye temennide bulunurduk. Yüce Rabbim, yıllar sonra bunu bize nasip etti. Bütün arkadaşların ve özellikle Muhammed Emek ve Yasin Şorsu’nun gayretleri ile Yoncalık semtinde bir dönüm arazi alındı ve sıra temel atmaya geldi. 2010 yılının Mayıs ayında temel atacağımız sırada rahmetli Bahaddin’in şehâdet haberi geldi. Biz de temel atma merasiminde bu binanın adının ‘Şehid Bahaddin Yıldız Yüksek Tahsil Talebe Yurdu’ olduğunu ilan ettik. Bahaddin’in şehid olduğunu önceden duymuş olanlar ‘yerinde bir karar’ derken, ilk defa duyanlar da hem çok üzüldü ve hem de ‘gerçekten yerinde bir karar’ dediler. Şimdi bu temel üzerinde dokuz katlı dev gibi bir talebe yurdu vardır. Bahaddin, İzmir’e yerleşmiş Sivaslı bir ailenin oğludur ama herkes onu Erzurumlu bilmektedir. Biz de kardeşimize karşı vefa borcumuzu yerine getirerek ismini bu şehirde yaşattığımız için çok mutluyuz. Ruhun şâd, mekânın cennet olsun kardeşim!
Prof. Dr. Mustafa AĞIRMAN
Bu yazı bahattinyildiz.com için kaleme alınmıştır. Yayın tarihi: 28.12.2020
